31 Ocak 2016 Pazar

Aa ben muhtar olmuşum!

Herkese merhaba✋🏼 Girişi böyle yapayım istedim çünkü size danışmam gereken bir konu var.Yazılarımın girişlerini biraz zayıf buluyorum.Tam anlamıyla düzgün bir giriş yapamıyormuşum gibi.Birkaç defa güzel tavsiye mesajları aldım sizlerden:)Şimdide yardım talep ediyorum:) Eğer bu konuda ya da yazılarımla ilgili değiştirebileceğimi düşündüğünüz başka bir konuda bana fikirlerinizi iletirseniz çok mutlu olacağım.Ve konumuza geçiş yapabiliriz...🐥
Liseye başladığım ilk günü ve o gün  annemle aramda geçen konuşmayı çok net hatırlıyorum.Bana sevinçli bir şekilde hayırlı uğurlu olsun kızım diyip öpmüştü.Bense amaaan lise işte diye vurdumduymaz bir şekilde karşılık vermiştim.Üniversitenin ilk sabahıysa öyle olmadı.Geceden uyuyamadım,sabahın köründe kalkıp giyindim ve koştura koştura okula gittim.O saatte gitmeyi nasıl başardım bilmiyorum çünkü gittiğim zaman saat 08.20'ydi.En üst kata çıktım,kulüpler standlarını hazırlıyordu.Ve orada bile neredeyse kimse yoktu.Hukuk Kulübü standının orada sanırım hepinizin tanıdığı "prepared by Bahadır USTAOĞLU" vardı.Yani ilk tanıştığım kişi o oldu..Sonra birisi geldi yaşı bizden bayağı büyük.Böyle takım elbiseli.Merhaba arkadaşlar dedi.İşte biraz konuştuk sonra bizim fakülteden ve bizim sınıftan olduğunu öğrendik.O diğer taraflara doğru geçince ben Bahadır'a "Aaa ögrenci miymiş? Ben hoca zannetmiştim." dedim.O da beni köşeye çekti ve "Bak Eylül,üniversitede kendinden yaşça büyük insanlar da eğitim görebilir,bunu yadırgama" dedi.Ay o an ben bir uyuz ol.Bir sinirlen.Sanki ben adamı mı yadırgadım,bir an şaşırdığımı belirttim.Yani dakika bir gol bir.Vallahi adamı yadırgamak gibi niyetim yoktu.Zaten sonradan mesleğinin öğretmenlik olduğunu da ögrendim😒 Hıh öyle ya da böyle benzetmem doğruymuş😒 Sonra kulübün başkanı Melik geldi.Ve ikinci tanıştığım kişi de o oldu.Resmen yıldızlar kadrosundan başlamamış mıyım?😂 (Melik Şeker hukuk kulüpleri arasında görüp tanıyabileceğiniz en iyi başkan olabilir.Buraya böyle belirtiyorum,tarihe not düşülsün ileride sıklıkla adını duyacağız bence.) Onlara biraz yardım ettim,kulüp nedir neler yapar bilgi sahibi oldum ve sonra bizim sınıftan olduğunu öğrendiğim ilk insana yapıştım😁 İlk bir hafta boyunca telefonuma sürekli mesaj geldi çünkü ilk gün hiçbir kulüpteki insanın ısrarını kırmamış,hepsine kayıt olmuştum😂 Zaman geçti ben hiçbir kulübe gitmedim.Bana göre değil diye düşündüm.Hatta okulda fazla sosyal diye dalgaya aldığımız,bir anda her yerden çıkan bir çok insan vardı.
İşteee! Kimseye laf etmeyecekmişsin.Büyük konuşmayacakmışsın.Konuştuğun sözü yaşamadan ölmezmişsin! İkinci yıla başarken Gamze sağolsun onun önerisiyle kendimi bir anda Hukuk Kulübü'nün Yönetim Kurulu'nda buldum.Allah Allah beni bir görseniz,kahvaltılardan mı çıkmıyorum,etkinliklerden mi? (Hukuk Kulübünün bana bilgi olarak kalabildikleri dışında manevi olarak çok şey kattığını inkar edemem.Çok güzel insanlar tanıdım💟) 
Durun durun daha bitmedi.Sonra ne mi oldu? Elde olan Hukuk Kulübü yetmedi..Yapmak istediklerim beni başka bir kulübe yakınlaştırdı,siyasi görüşüm başka bir kulübe.Ben bir anda kendimi birden fazla kulübün ve ajandamda gün saat bulamadığım birden fazla etkinliğin içinde buldum.
Ben aslında seviyormuşum ya yadırgadığım işleri.
Sonra adım çıktı tabi.Kulüpçü Eylül,kermesçi Eylül,MUHTAR EYLÜL! 
Yakın arkadaşlarımın bana bu şekilde hitap etmesinden tabiki rahatsız olmuyorum.Sonuçta aramızdaki bir espri.Yapılır,tükenir,biter.Ancaaak yüzüme gülüp arkamdan bu konularla ilgili dedikodumu yapanları da hissetmedim değil💟 Ona göre fasulyeden gülüşler💟 (Yazar burada ince bir mesaj veriyor) 
A bir de şimdiki durumumu sorarsanız,biraz daha duruldum.Çünkü ilk dönem o kadar çok etkinlik için o kadar çok yere koştum ki,gerçekten şarjım bitti.Biraz daha geri planı seçtim kulüplerdeki konumum olarak.Benim girdiğim amaca ait hiçbir iş yapmayan kulüpten çıktım mesela.
Siz yinede beni MUHTAR EYLÜL olarak selamlayabilirsiniz😂 Büyük lokma yiyip,büyük konuşmamayı bu şekilde öğrenmiş oldum.

30 Ocak 2016 Cumartesi

indirim savaşları

Dün tatilimin bitişinin neredeyse son gününde evden dışarı adım atmaya karar verdim.Zaten tatil de tatil olsaydı,yarısı büt,diğer yarısı evde otur,yemek yap,Kısmetse Olur izle,priz ile koltuk arasındaki mesafede yaşa,tatilden gitmesin diye geceleri geç uyu..Neyse kafa dağıtalım,dertleşelim,biraz dedikodu yapalım diye buluşalım dedik Bikomla.Suadiye'ye geçtik.Tabi onca mağazanın olduğu yere gidip,mağazalara bakmamak resmen tüm bayanlara ihanet olurdu.Ülkede fakirlik var,açlık var diyorlar yaaaalan! Mallar bedava dağıtılıyormuscasina her mağazada bir kalabalık.Bir de indirim zamanina denk geldik.Ve Bikemle indirimden hiçbir sey bulamayanlar kulubu kurucuları olarak elimiz kolumuz bos çıktık mağazalardan.(Aa a kupe almıştık bak😂 Onu unutmayayım) İndirim zamanları hakkında yazayim istedim bu yazıyı çünkü olmuyor,yapamiyorum.Şu zamana kadar indirimden aldigim urun sayısı 10'u geçmez.Sevmiyorum zaten.
Öncelikle indirimden alisveris yapmak bütçeye iyi gelen,mantıklı bir seçenek.Çoğu insanın ihtiyaçlarından bazılarını alabilmek icin sezonu yerine,indirimleri beklediğini de biliyorum.
Ama bizde kırmızı etikete karşı bir hassasiyet var sanırım.
Sakin olun kızlar! Bilincinizi kaybetmeyin! 
%70indirime girmis diye dunyanin en sacma ve hic giymeyecegin o kıyafetini almak zorunda degilsin.
%50indirimde diye kendi bedeninden iki beden kucuk o pantolonu alma.Çünkü ikimizde biliyoruz,dolabın yıllardır indirimlerde dayanamayip aldığın ama zayıflamadığın icin giyemediğin küçük kıyafetlerle dolu.
%40+%20indirim seni yanıltırsa sakın kendi bedeninden çok büyük bir kaban alıp tadilat yaptırırım diye düşünme! Vereceğin tadilat masrafı,bir de tadilattan sonra ürünün bozulması riskini göze al! 
1000₺ olan ayakkabı %50indirim yaptı ama senin ayak numaran kalmadi diye bir numara küçüğünü/büyüğünü alıp tutarsızlık yapma.Sonra tüm gün penguen gibi gezeceksin.
Bunlar sadece birkaç örnek,ben indirimleri sevmiyorum ama size indirimden nasıl faydalı sekilde yararlanılır maddelemeye çalıştım: 
-Bu indirimi sakinlikle karşılayıp,zararsız atlatabilir miyim? 
Öncelikle bu indirime ve bu indirim sayesinde alacağınız ürünlere gerçekten ihtiyacınız var mı onu belirleyin.
-Bütçemi ve ihtiyaçlarımı kararlaştırabilir miyim? 
İlk maddede büyük çoğunluk mutlaka bir ihtiyaç bulacağı için,karar verilmiştir;o indirimli mağazaya/mağazalara gidilecektir.Kaçış yoktur.O zaman bütçenizi ve istediğiniz şeyleri bir liste haline getirin.Yalnızca isteklerinizi yazmak aşırılığa kaçmanıza sebep olur.Ama bütçenizi listeye eklediğinizde onu göz önünde bulundurup,listenizde eksilmeye gidebilirsiniz. 
-Mağazaya gittiğimde kendimi tutabilir miyim? 
İhtiyaçlar belirlendi,bütçe ayarlandı,alışverişe çıkıldı.Ama öyle bir şey gördün ki aşık oldun! İhtiyacın var mı? Tabiki yok.Alacak mısın? Tabiki alacaksın. Alışverişe mümkünse kredi kartı taşımayın.Sonra hem indirimde hem de 6 taksit yapıyormuş diyerek,tshirt almaya gittiğiniz alışverişten mont alarak dönüyorsunuz.
-İndirimden alabileceğim en mantıklı ürünler hangileri? 
Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişecek elbette ama eğer üst beden için seçtiğiniz ürünleri,elbiseleri bir daha bulamayacağınızı düşünüyorsanız alın.Onun dışında hırkalar,kazaklar,elbiseler,tshirtler size ilk indirimlerinde çok kar sağlamayacaklardır.
Kabanlar,montlar,ayakkabılar ve takılar ise girdiği ilk indirimde hatrı sayılır bir oranda düşmüşse size büyük bir zafer elde ettirir.Bu ürünler indirime girdiğinde peynir ekmek gibi satılacağı için,sonradan ekstra bir indirim durumu söz konusu olacaksa da bulamayabilirsiniz.
Çantalarda ben bulduğunuz o çanta için ölüp bitmiyorsanız,ikinci indirimi beklemenizi tavsiye ederim.Zara,BSK gibi mağazalarda ikinci indirim beklerseniz %50şansınız olur.Ancak Mudo,Nine West,Forever New tarzı mağazalarda ikinci indirimde aradığınız çantayı bulma şansınız %70.
🙏🏼Benim şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.Eklemek istedikleriniz olursa beklerim💟 Hadi tek bedeni kalan o üstü başkasının elinden çekerken ki bileğinize kuvvet kızlar! 

29 Ocak 2016 Cuma

Baba Sorunsalı

"Anne ile baba boşanır,çocuklar değil.." Üç yaşımdan beri,"boşanan sadece babanla benim,sen ikimizinde biricik yavrususun" cümleleriyle büyüttü annem beni.Öyle de olsun istedi.Bunun için velayetim annemde olmasına karşılık babamın beni görmesi ile ilgili kuralların hiçbirini kabul etmedi.Nafaka talebinde bulunmadı.Yalnız haftasonları ve yılın belirli günlerinde degil,babam beni istediği zaman -ister gece 3'te ister sabah 5'te- gelip görebilirdi.Bankaya para yatırmasını şart koşmadıgi icin bana para verip vermemesi de isteğine bağlıydı.Annemle babam düşman değil,ayrılıp görüşmeyen çiftlerden degil,çocukları icin biraraya gelen mantıklı bireylerdendiler.Ya da en azından oyle gozukuyordu.Bunlarin hepsi annemin sayesindeydi.Hep o çabaladı,benim mutluluğum icin çabaladı.
20yasindayim.Babam aradan gecen o kadar sene icinde beni istediğinde gelip görebilirdi.Ama görmedi.Yanımda olabilirdi.Ama olmadı.
Küçükken daha kolay ıslıyordu düzen.Çünkü annem gelip beni görmesi icin babami arıyordu.Babam eger keyfi ve kahyasi uygun görürse yanıma geliyordu.Annem karnelerimi hatırlatıyordu,babam boşluktaysa geliyordu.Annem yemege gidelim diyordu,babam eger acıkmışsa geliyordu.
Böyle soyledim diye hep geldi sanılmasın.Yazdım ya,annem göstermediği surece görmedi-duymadı babam beni.Hatta bazen annem ne yaparsa yapsın o umursamazlıkla karşıladı.Hastalanırdım küçükken,annem babami arardı,babam gelmezdi.Tatildeyim diyip annemin suratina telefon kapatirdi.Böyle gecti küçüklüğüm.Annemin, babamın ilgili bir baba olduguna beni inandırmasıyla.
Biraz büyüdüm,ben arar sorar oldum.Bir dönemime denk geldi.Sanirim babam o zaman boşluktaydı,cok ilgilendi benimle.Alisverisler yapmalar,iki günde bir gelmeler,ilgili baba modelleri.Bir donem,sadece hayatimin kısa bir döneminde yasadim bunu.Sonra buyuk ihtimalle babam hayatına yeni birilerini aldı yeniden ve ben oyundışı kaldım.
Annemin beni kandırmaları devam ediyordu,kucugum yanı basmıyor cok aklım.Ama yinede cozmeye calisiyorum olan biteni.Babam kotu birisi mi? İyi ama gercekten isleri mi var? Ondan mı ilgilenmiyor benimle? Gün geldi;babamın eski bürosu Pendik'teydi.Cumartesi günüydü,biz annemle taksideydik, karsida babamın arabasını gordum, büronun yakınındaki otoparktan çıkıyordu.Babami aradım,nasılsın neredesin baba goreyim seni dedim,sehirdisindayim dedi bana.Sonra ben karsindaki arabaya bak dedim,baktı,güldü,söylediği yalandan bir gram utanmamıştı.Eger utansaydı anlardım.O gun bir seyi daha anladim.Babamin bana veremediği ve hic veremeyeceği sevgisini.O günden sonra annem beni bir daha kandıramadı.
Zaman gecti tabi buyumeye devam ediyorum varlığıyla yoklugu bir olan babamla.Bir gun kardeşin olsaydı keske dedi.Neden diye yanitladigimda,"yaslandigimiz zaman sen annene bakacaksın,bana kim bakacak?" cevabını verdi.Bir anda hangi akılla söyledim bilmiyorum -hazırcevap degilimdir normalde 10saniye dusunur sonra konuşurum saçmalamamak icin- "sen bana kucukken baktın mı ki ben sana bakayım?" dedim.Sen daha ergenlik caginda kızsın,nasil yandın da kurabildin bu cumleyi Sebnem? Sorarım bunu arada kendime.
Babamın bunca yıl yaşattığıni,belki de yaşatmadigini anlatmakla bitiremeyeceğim icin geçmişimin bu kadarını bilin,simdiden bahsedeyim:
Bu yıl dogum gunumde babam beni sabah aradı,oglen aradı,aksam aradi.Ucunde de adliyeyle ilgili bir seyler ve okulumla alakalı bir seyler sordu.Aksam eve geldigimde annem babamın arayıp aramadığını sorduğu zaman aradigini soyledim.Biliyordum cunku eger aramadı deseydim annem hemen benden habersiz babama mesaj atacak,aratacakti.Bekledim de acaba ertesi gun hatırlar mı arar mı diye,o zamanda aramadı.Bir hafta bekledim,babam hiçbir aramasında dogum günümü kutlamadı.Bir hafta sonunda ben soyledim.Babam unuttuğunu itiraf etti.Babam unutmuş,dogum günümü unutmuş.Uc kuruşluk iett kartı bile dogum gunumde bastığımda yeni yasımı kutlarken babam dogum günümü unutmuş.Tek evladının dogum gününü unutmuş.Buyuyen yasimla birlikte ilk kez bu kadar buyuk ve unutulmaz oldu kırgınlığım."Babam zaten hep böyleydi.Niye üzüldüm?" diyerek teselli etmeye calistim kendimi.Çünku babam benide unuturdu.Giyin hazırlan seni kahvaltıya gotureyim derdi,giyinir hazırlanır aksama kadar bekler ve onu aradığımda "ben seni unuttum" cevabını alirdim.
Zor ya,daha anlatamayacağım heralde ateş bastı yanaklarımdan.
Sadece uzuluyorum biliyor musunuz? Çok uzuluyorum.Geçen gun bana Anadolu Yakası'ndan,Avrupa Yakasının en uzak semtine taşındığını söyledi.Zaten gelmiyordu.Şimdi her aradığımda yeni bahanesi "çok trafik oluyor" 
Bunlara ragmen gecen gun gordum babami,cok zayiflamis.Dunyanin en kilolu insaniyken,yıllardır seker hastalığı yuzunden kilo veremezken bir anda incecik olmus.Sasirdim da bi,belli etmek istemedim üzüldüğümü.Ama dusunmeden de edemedim,bir derdi mi vardı acaba babamın? yalnız miydi? mutsuz muydu? neden bu kadar kilo vermişti? Beni düşünmesi gereken o iken bir de ben onu dusunur durumda kaliyordum.Nefret ediyorum bu icimdeki duygu her neyse.Babam beni nasil düşünmedi,büyürken acılar cektim mi uzuldum mu,agladim mi,guldum mu merak etmediyse bende oyle yapmak istiyorum yapamiyorum.
Her kızın ilk askı babası falan derler.
Kesinlikle yalan.
Babam benim ilk hayalkirikligim.
Babana bile güvenme derler,
bana güvensizliği ilk öğreten babam.
Bu yuzden etrafıma hangi erkek yaklaşırsa yaklaşsın "baba modeli" aradığım dogrudur.İsteyerek yapmıyorum bunu,icgudusel.Zorum yanı ben,dengesizim hep bunlardan.Ugrasilacak ya da kırıkları sarılacak gibi degilim.
Biliyorum bir zaman sonra babamin her nesi varsa geçecek.Ki gecsin isterim.Sonra sonuç "aradığınız babaya suanda ulasilamiyor.."
İki not:
-Yazımadikkat etmem gerektiği konusunda bir tavsiye aldim.Telefondan yazdığım icin çoğu zaman Türkçe karakterler olmuyor.Hakli bir tavsiye uymaya calisacagim.
-Bu yazı bir ruzgar gibi sosyal medyadaki aile buyuklerimden birine savrulur mu bilmem ama eger savrulursa sakin anneme bahsetmesin.Teyzenizi/halanızı benden iyi tanıyorsunuz.Okursa benim icin cok üzülür,hatta gozleri dolar.Onu kimse uzemez,üzmemeli.Tek ricam budur.

28 Ocak 2016 Perşembe

Bittiğini Kabullenmek

Selam✋🏼 Bu aksam kanayan yaramız eski manitalardan bahsedeyim istedim.Ve yaşadığımız en zor evrelerden biri olan "kabullenme evresi"nden.Eğer ayrılıktan daha zor bir şey varsa o da ayrılığın varlığını taniyabilmektir.Ayrılık yaşanır ve orada biter.Etkisi ise seni bazen yıkar bazen deler de geçer.Biten ilişkiler hakkindaki düşüncelerimi hem erkeklerin hem kızların gözünden yazabilecek miyim bilmiyorum.Ancak çevremden de gozlemledigim kadariyla biz kizlar "iliski bitimi" konusunda felaketiz.(ayyy adı bile kotu geldi evlerden ırak) Madde madde anlatayım ben,eğer fikirleriniz olursa mutlaka yorumunuzu-mesajınızı beklerim; 1)"Sevgili" dediğin zaman dunyanin en guzel hediyelerini almissin gibi gelen o kelime zaman içerisinde "eski sevgili"ye dönüyor.Yani bu ne demek? Yaşandı bitti.(Önemli olan saygılı bitsin abi!) Olay senin buradaki "eski sevgili" kavramını "ESKİ SEVGİLİM" yapıp yapmamanda.O sahiplenme ekini bırakmıyorsun bir turlu.Yapistin yahu! Ne yaptın iliskiye başlarken bonservisi ödedin de sözleşme bitmeden salmıyor musun? Bu yanlis,ilişkinin bittigini yuz yıl geçse bile kabul edememenize neden olur.Tamam ilk günden de abartıp vurdumduymaz olma ama sizin "bir" olmayacağınızı ve onun artık senin olmadığını kabullen.       2)İlişkinin bittigini kabul edemeyen insan surekli kendini hatırlatır."Ya kızım/oglum yazma artık mesaj! Paragraflar dolusu yazdigin o yazılar cekmiyor ilgimi! Bi nefes ver." Bu ilişkiyi bitiren tarafın o mesajlar karşısındaki düşüncesidir.Sen zannedersin ki ilişkiniz bitmedi,reklama falan girdiniz.O yüzden çarşaf çarşaf yazarsın.Eğer hala takiplesiyorsanız sosyal medya hesaplarından,gondermeli twitler atar,fotoğraflar paylaşır altına anlam dolu sözler yazarsın.Eğer takiplesmiyorsanız o zaman bir tek ayrıldığın insana degil,kendi arkadaşlarına da çile olursun.Çünkü sürekli onların sosyal medya hesaplarından eski sevgiline kendini göstermeye çalışırsın.Ancak onun kafasında gercekten bitmişsen seni gördükçe mutlulukla değil,bıkmışlıkla bakar artık.     3)"Başkalarıyla konuşmaya başlamış,hatta sevgili olmuş! Hemen hepsini öldürmeliyim!" Sen sürünürken,ağlayıp onun için şarkılardan şarkı beğenir efkarlanırken meğer o yeni maceralara yelken açmış.Tabi sen kendini kandiracaksin ya bir süre daha avunacak bir bahane buluyorsun.Bahanenin büründüğü sekil; "beni unutmak için gitti başka birisiyle oldu,biliyorum o beni seviyor" ah canım benim geç bunları.Biliyorum çok acı,biliyorum çok zor.Ama o artık senin olmayışınin ötesinde bir başkasının..

Hiç bitmeyecek zannettiğiniz şeylerin bitişini kabullenmek biliyorum zor.Ama silin o fotoğrafları,bırakın hüzünlü şarkıları,stalk yapmayın,karşısına çıkmayın.Her ne olursa olsun kendinizden "oof pooooof" olarak bahsettirmeyin.Sakız olmayın sizi istemeyen birinin hayatına.Kırdırmayın kendinizi daha fazla.Bazen yalnızca ayrılık degildir kabullenmeniz gereken onu da biliyorum.Hazmedemediginiz hatalar vardır,haketmediklerinizi yasamissinizdir,söyleyeceğiniz söz bile yarim kaldığı icin kapatamazsınız defteri.Siz komple atmayı tercih edin.Kelimelerinize değmeyen insanlara esas siz daha fazla zaman ayırıp cümleler sarfetmeyin.Fakat yaşayacaksanız da içinizde yaşayın acınızı.Herkese bağıra bağıra "kötüyüm" imajı vermeyin.
Ve unutmayın,hayatına önce devam edebilen bu sonun kazananı olur.Kendi yeni başlangıcında yürür.
Hanginizin kalbi kırıksa,hanginiz hala bitirememisseniz,iyice bir düşünün.Değecek mi? Eğer değseydi,gözyaşı döküyor olmazdınız.Dilerim bu tecrubeyle sabit olarak yazdıklarım biraz isinize yarar. Hepinize sevgiler💕


hediye almanın dayanılmaz hafifliği

Aranızda hediye almayı sevmeyen var mı? BEN ÇOK SEVERİM! Dünyada inanmadığım insanlar listesine "ayyy ben hediye almaktan hic hoslanmam" diyen insanlar giriyor nedense.O insanlar böyle hediye alırlar,neden aldın diye söylenmekten hediyeye bakamazlar.Bir de alınan hediyeye karsi verilen yalan tepki😨 Allah kimseyi onunla sınamasın.
O yüzden bence hediye alırken karsindaki insanı tanımak,taniyamadigini düşünüyorsan risksiz hediyeler almak gerek.Kendimden yola çıkarak ne bileyim yakın arkadaslarınıza,erkekler icin kız arkadaşlarına alinabilecek birkac öneri yazmis olayim.
1)Defterler-Ajandalar:
Yazı yazmayı çok seven birisiyle karşı karşıyaysanız bence defterlerden mutlaka hoşlanacaktır.Bir de artık o kadar çok çeşit var ki! Kapaklarında herkese hitap edecek grafikler,yazılar,çizimler bulabileceğinizi dusunuyorum.(Bu arada defterlerimi kullanmaya kiyamadığım icin çeyizim gibi dizili duruyorlar dolabımda!) Ajanda ise daha alternatif bir şey çünkü herkes ajanda tutmaz,o alışkanlığı edinen de bırakamaz.Ajanda yanında post it'ler,stickerlar çok tatlı durabilir.
2)Sosyal fayda sağlayan hediyeler:
Benim en sevdiklerimden olan bu hediyeler,yalnızca karsinizdaki insanı mutlu etmeyecek ayni zamanda topluma bir katkı sağlayacak.Bunlara örnek olarak UNICEF'in ürünlerini,Haytap ürünlerini,Tohum Otizm Vakfı urunlerini ve dahasını verebilirim.Bazilarinin linklerini asagiya bırakacağım.Kendinize bile aldığınız zaman bir iyiliğe sebebiyet verdiğiniz icin mutlu hissedebileceginizi dusundugum hediyeler.
💟 http://www.tohumotizm.org.tr/online-dukkan
💟https://www.hayatverenhediyeler.org/site/index.php
💟 http://www.haytapshop.com
💟https://bagis.acevle.org
3)Teknolojik Hediyeler:
Bu hediyelerden genellikle erkekler hoşlanır diyorlar ancak teknolojiyle alakalı hediyeler bana alınsa havalara uçarım.İpodlari,ipadleri,kulaklıkları falan geçersem alinabilecek en iyi teknolojik iki hediye bileklik ve saat bence.Bir çok çesidi olmakla birlikte Jawbone Bileklikler ve Up Watch'lar benim favorim.İkiside doğrudan alınan kişiye yönelik hediyeler.Jawbone uyku düzenini,hareketi ve bu gibi davranışları kayıt altına alıyor.Telefon ve bilgisayara indirilebilen uygulaması var.Up Watch'ta ise fazla söze gerek yok,yan tarafa yazılan isim,harf gibi özellikler bence fazlasiyla çekici.
4)Kozmetik ürünleri:
Kozmetiğe hayır diyebilecek kız var midir bilmiyorum.Ama benim ruhumu MAC,Boyner,Sephora,Sevil ve dahasinda bıraktığım dogrudur.Ancak buralardan alınacak ürünleri hediyeye çevirme anlayışım biraz farklı.Mesela tek basına alınan bir parfüm düşünülmemiş hediyedir.Olmaz.Ya da kutu icinde bir kozmetik seti ozensizdir,hazırcılığa kaçmaktır,olmaz.Bu hediyeler alınacaksa isterim ki benim zevkimden az cok anlayan insan özenle kullanacağım ürünleri,hosuma gidebilecek seyleri,bana yakisacagini dusundugu kokuyu kendi belirleyip,birleştirsin.Ta ta! Mükemmel hediye! 
5)Luzdemia: 
Deliriyorum! Aşığım Luzyo'ya! Daha almadım ama mutlaka kendime alacağım! Hatta elimde olsa tum sevdiklerime alacağım! Luzyolar hakkinda mutlaka bir bilginiz olsun istediğim icin siteyi suraya koyuyorum; http://luzdemia.com 
Biraz B'nin charmlarina benzediğini söylemeliyim.Kisisel hediyelerin belkide en tatlısı.Bildigim kadariyla kolye,bileklik ve anahtarlık çeşitleri var simdilik.Sectiginiz urunun icine birbirinden farklı sembolleri alıp ekleyebiliyorsunuz.Benim aklımda kendimden sonra almak istediğim birkac arkadasım var.Mesela onlar icin dusundugum semboller arasında;arkadaslik-sevgi gibi seyler yer alıyor.Tamamen karşınızdakinin zevklerine ve sizin onunla alakalı gördüklerinize yönelik ozel seyler.Hepsini cok sevmekle beraber benim favorim Luzdemia bileklik💟 
6)Ee aklınıza hic mi hediye gelmiyor,karşınızdakinin zevkiyle zevkiniz bir degil ve aldığınız hediyeyi begenmeyeceginden mi korkuyorsunuz? 
Hediye çeki aliiiiin.Tamam düşünülmemiş bir hediye gibi gozukuyor biliyorum ancak bu karsinizdaki insanın belkide sizi ne kadar cok düşünse de bir sey bulamadığı,bulsa da begenmeyeceginizden korktugu icin çözüm yoludur.(İnsandan insana da fark var canim! Her hediye ceki alana kucuk kedi saflığıyla bakmayin!)
Simdi iki not ve kapanıs; 
-hediye olarak sakin hayvan satın almayın! hayvanlar birer hediye degildir,satın alabileceğiniz urun ya da mal degildir! Eger gercekten seviyorsanız ve sevmekten öte sorumluluk alabilecekseniz o canlari sahiplenebilirsiniz.Sahiplenin diyorum cunku #satinalmasahiplen ! 
-sizinde önerileriniz varsa belirtin,sizle paylasiyorum kendim çalıp kendim oynamayayım bari🙈




27 Ocak 2016 Çarşamba

Tekrar merhaba!

Helloooo! Yıllardan beri bilen bilir,gunluk yazarım.O günlükler basıma cok isler açmış,sırlarımı ortaya dokmustur.Ama ben yinede pes etmem🙏🏼 Artık defterler guvensizlesmeye başlayınca ve yazarken ellerim ağrıyınca bende bir blog açmıştım.Ne var ne yok oraya yazıyordum.Bu cümleden sonra bi aciklama;tavsiye 1)Bence yazmayı sevseniz de sevmeseniz de her gününüzü tek cumle bile olsa not alın.Kimse okumasa bile kendiniz icin yazın.Geri donup baktığınız zaman neleri hayal ettiğinizi,nelere ulaşıp ulaşamadığınızı,kimlere kırıldığınızı..ve dahası.2)Günlüğünüzde sizden cok yer kaplayan insanları hayatınızdan çıkartın.

"Aa deli misin bu nasil tavsiye?" diyebilirsiniz.Ama eger yazarsanız ve yasarsanız goruceksiniz ki o insanlar ya siz hayatınızdan çıkartmadan hayatınızdan gitmis olucaklar ya da siz onları silmenin ne kadar dogru olacağını farkedeceksiniz.Neye kendinizden cok onem verirseniz,o ölçüde yalniz kalırsınız.O yuzden kimsenin sizin önünüze geçmesine izin vermeyin! 
Bir blogum var demistim,neredeyse kimse bilmiyordu.Bende zaten kimsenin bilmesini istemedim.Çünku onu gunluk gibi kullanıyordum.Ancak bir zaman sonra benim günlüğüm olmaktan çıkıp bir kişiye yöneldi.Anı defteri gibiydi daha çok.Sonucu tabiki "delete" tuşu ve giden onca emek.Yazmaya uzun sure ara vermiştim ama ne kadar yazmazsam o kadar sıkıldım o kadar yalnız hissettim.O yuzden en özellerimi kendime yanı el yazisina,defterlerime saklamaya;genel gecer seyleri de yeni bir blogta arşivlemeye karar verdim.O yuzden bu sefer paylaşmakta sakınca görmüyorum.Yanlis anlaşılmasın bunları bir amac güderek degil sadece yazmaktan hoşlandığım icin yazıp paylaşacağım.(Yanı okuyun diye bogazinizi sıkmiyoruz ona gore.) Eger bu blogtan edebi bir fayda bekliyorsanız beklemeyin.Sebnem ne dusunurse onu yazicam,aman entrikalar dedikodular konuşmaktan yorulmayacağım konular falan yani.Aaaa bi de ben edebi bi'siler ariyodum gideyim o zaman derseniz,fakülteden arkadasimin bir blogu var.Ben sıkı takipcisiyim.Yazilarin kalitesi gercekten goz dolduruyor.Linki soyle koyuyorum oraya bakabilirsiniz;
www.elvansunar.blogspot.com.tr 
(bu arada arkadasimin bu linki buraya bıraktığımdan haberi yok.ay insallah reklama falan giriyo bu kız diye daha başlamadan faillemezsiniz beni.Seni seviyorum Elvo'cum.) 
İki sey daha soyleyecegim sonra dunyanin en uzun tanıtım yazısını noktalayacağım:
-kullanıcı adımı yaratıcı bulmamış olabilirsiniz😒 fikir uretinde dusunelim😒
-kim bu blogu ss'leyip gruplarında dedikodu malzemesi yapacak olursa boyle ufaktan uzasın,cik cik ayip! utan bi kendinden! bi de mumkunse selamlasmayi bitirelim!,terbiyesiz yaaaa...