29 Mart 2016 Salı

Nisan,Bana Getirdikleri..

Herkese merhabalar! Hoşgeldin Nisan diyerek karşılamak istiyorum bu yazıyı.Bahar,en sevdiğim mevsimlerdendir.Buna karşılık bize baharı getiren Nisan ile aram/aramız maalesef pek iyi değil.Annem için hep kötü başlamış,kötü gitmiş yıllarca.Ayrılıklar,işlerin bir anda yolundan çıkması....Son olarak beni de Nisana küstüren:vefat.En büyük teyzemi 1Nisan'da toprağa verişimiz.
Bunları anlatmayacaktım aslında,Nisan temalı başka yazılar yazacak,çiçekler böcekler paylaşacaktım burada.Her tarafa hakim olan lalelerin güzelliğinden,güneşin gözlerimi almasından hatta çillerimden falan bahsedecektim.
Spotify'da "karışık liste" içerisinden bir şarkıya denk gelene kadar.
Bilir misiniz bilmem,Yavuz Bingöl'ün bir seslendirdiği bir şarkı vardı "Kara Tren" adında.(Şimdilerde Yavuz Bingöl'ü pek sevmiyorum.Ama doğuluydu sanırım kendisi,anne tarafım Azerbaycan'dan Kars'a geldikleri için,severiz biz Doğu insanını.Ufak bir ayrıntı olacak ama,saygılıdırlar;bir büyük içeri girince ayağa kalkılır,saygı için düğmeler iliklenir,misafirperverdirler,sıcakkanlıdırlar..Benden o taraflara selam olsun bu vesileyle..)
Annem o şarkıyı ne zaman dinlese,dedemi hatırlardı hep.Dedem TCDD Müfettişiydi.Şarkı onlarcasının arasından kulağıma gelince,bir anda annemi aldım gözümün önüne.Onun hissettikleri,yokluğa duyduğu özlemi içime doldu sanki.Sonra da teyzemi hatırladım.
Ailemden iki can,annemin iki canı.
Bazı şarkılar var,insanın anılarıyla ilişkilendirdiği.Annem için de bu böyle.Dedemi,teyzemi,belki geçmişini,çocukluğunu hatırladığı birkaç şarkı var,daha doğrusu şuan hatırlayabildiklerim var.Bırakacağım buraya.
(Annem Kazancı Bedih'in sesini,dedemin sesine çok benzetirmiş..)
Linklere tıklayıp dinlediğiniz zaman size hiçbir şey çağrıştırmayabilirler.Ama bizde derin izler olup,kaldılar.Nisan genel anlamıyla böyle geçer yani..Biraz hüzünlü,bol özlemli.
-Dedem ve Ananem...
-Annem,dedem ve ben..
-Ve teyzem...
Dedemi kaybettiğimiz zaman 3yaşındaydım.Pek tatmadım acıyı.Teyzem ilk büyük kaybım oldu.
Annemler 7kardeşti.Sakine Teyzem 7kardeşin en büyüğü,ananemin ilk çocuğu,ailenin en naif olanı.
Böyle söylüyorum çünkü Sakine Teyzem'in işle güçle bir alakası olamazdı.
O benim elleri her zaman ojeli/manikürlü,kırmızı ruju her zaman dudağında,sarı saçlı,yeşil gözlü,boynunda taşıdığı kolyesinde birçok kolye ucu olan,bakımına kokusuna çok önem veren teyzemdi.
Gezmeyi,eğlenceleri,düğünleri çok severdi.
Son zamanlarında telefonunu alır ve hemen hemen hergün,herkesi arardı.
Kilo probleminden dolayı hasta oluşundan,ani vefatından,buralardan erken gidişinden yazmayacağım.
Severdim ben teyzemi.Akçay'da oturuyor diye uzaktı bize,belki ondan dolayı özlemini çok çekmezdim.
Ama şimdi S ile Ş arasında söylediği ismimin baş harfiyle,adımı teleffuz edişini,"Şeboş" diyişini özlüyorum.
Haberi aldığımız akşam ananem bizdeydi.Önce yoğun bakımda dedi annem bana,bir yukarı teyzeme çıktı,bir aşağı indi,ne yaptığımızı pek bilemeden ananeme türlü bahaneler söyledik bir şey farketmemesi için.Ananem o gece anneme sürekli "Sakine" dedi.İçine doğmuş gibi,hissetmiş gibi..
Gece yarısı dayanamayıp anneme "götürelim ananemi teyzemin yanına,ya son defa görecekse? neyi bekliyoruz!" diye bağırdığım zaman,teyzemin buraları çoktan bırakıp gitmiş olduğunu öğrendim.
Annem ananemin uyuyuşuna bakıp,"bu gece son rahat uykusu Allah'ım,bundan sonra hiç böyle uyuyamayacak." diye ağladı.Ananem şu gün oldu,gerçekten de hiç bir gece rahat uyumadı..
Ertesi gün hayatımda yaşadığım en kötü gün olabilirdi.Ananemlere gittik,ananemin çayına birkaç tane sakinlestirici attık.Kötü haberi kuzenlerim,teyzemler,herkes bir anda eve girince ananem öğrenmiş oldu.
Bakın arkadaşlar,ben hayatımda böyle saf bir acıya tanık olmadım.Benim kuş gibi,küçücük ananem haberi öğrendiği zaman dev gibi kuzenlerimi itip,gitmeye çalıştı.Nereye olduğunu bilmeden..Gözleri döndü.Baygınlıksa bayılmadı ama daha kötüsünü yaşadı.Saçını başını nasıl yoldu,o elleriyle o yüzünü nasıl yaraladı.
Günlerce belki ananemin gözündeki yaş dinmedi.Kıpkırmızı gözaltları,kısılan ses,"kuzu" gibi inler mi bir insan? Öyle inledi.
Bu yazdıklarım inanın yaşarken hiç kolay değildi,şuan yazıyorum,yazarken de hiç kolay olmadı.
Böyle karşılanan bir Nisan,elbet hoş başlamıyor bizim için.
Bana onları hatırlatan iki şarkı da:
Allah iki dedeme de,teyzeme de,bir tanıdığımın "çok büyük adam" olan babasına da,Şehitlerimize de,kimsesizlere de tüm ölmüşlerimize rahmet eylesin.Mekanları cennet olsun.

🍂Ne olur bu yazımdaki yoğun hüzünden sıkıldıysanız bile kızmayın bana.Baharı anlatan güzel şeyler yazamadım,bunlar döküldü içimden.Hepinize sevgiler💗






28 Mart 2016 Pazartesi

Protein Tozu Kokulu Erkekler!

Hepinize merhabalaar.Beni tanıyan insanlar yıllardır spor salonuna kayıtlı olduğumu,2gün gidip geri kalan 363gün gitmediğimi iyi biliyorlar:) Biraz salonun kalabalık oluşunu sevmediğimden,biraz sadece ağırlıklardan ve bacak/kalça çalışmaktan hoşlanıp diğer hareketleri yapmamak için direttiğimden,biraz da tembelliğimden sporda devamlılığımı sağlayamıyorum.
Dönüp etrafıma bakıyorum,kilolarıyla fazla problemi olmayan kızların hiçbirisi için "spor" hala bir yaşam tarzı olmamış.Zorunluluk hissetmiyoruz.Yani acil durum moduna gelmeden spora gitmeyi kesinlikle reddediyor ya da  erteliyoruz.Biz kızlarda,en azından benim çevremde gözlemlediğim hal böyleyken,erkekler aldı başını gidiyor! 
Önceden spor salonu ve erkeği birleştirdiğiniz zaman insanların %90'ından "ortam yapmak içindir" cevabı alabilirdiniz.
Şimdi ise spora başlayan erkek yaklaşık bir yıl içinde Herkül olarak size geri dönüyor.Ve o spor süresi içerisinde bırakın kız peşinde koşmayı,azimle kaldırdığı ağırlıkların videosu çekilirken kafasını kaldırıp etrafına bakmıyor bile.
Erkekler birbirleriyle yarış içine girmiş durumdalar.Bu biraz ürkütücü😱
İyi yanı ne biliyor musunuz? Çılgınlar gibi düzene oturuyor hayatları! İnanamıyorum ya! Mesela sabahın 8'inde kalk desem beni öldürme potansiyeli olan insan,eğer spor yapması gerekiyorsa koştur koştur gidiyor sporuna! 
Bir başka artısı çoğunlukla yiyecek ihtiyaçlarını özenle karşılıyor,alışverişe gidiyor ve yiyeceklerini kendileri hazırlıyorlar! Tam hayallerdeki erkek modeli değil mi? 
Açıkçası hem sağlıkları için faydalı şeyler yapmış oluyorlar hem de "klasik Türk Erkeği" tipi değişmeye başlıyor.O göbekli,düğmesinin teki kapanmayan adamlardan olmuyor bizim nesil! 
Gerçi bana göre her şeyin fazlası zarar! Ben göbekli neslimizi de çok seviyordum,bir samimiyet vardı..
Benim erkek tanımımda erkeğin;eşinden iri yapılı,koruyup kollayacak cinste olması yeterli.Yani esasen omuz önemli.Göbek olsa da olur,baklavasız da yaşanır.
Peki kötü yanı ne biliyor musunuz? 
Yıldım,tükendim artık.Önüm arkam sağım solum kaslı vücutlu erkek.Her gün paylaşıyor bazıları fotoğraflarını,her gün! 
Bunun dışında yeter protein tozu oldu kafaları! Ellerinde sürekli üç beş hap! Hayatın tadını tuzunu unuttular! Şunda şu kadar gram protein var yiyebilirim,şunda şu kadar yağ var yiyemem..
Hayır kendi hayatlarını zindan ettikleri gibi benimkini de etmeye başladılar;
sayelerinde yulaflı olan her şey,somon,ton balığı,avokado,yumurta beyazı,muz,fıstık ezmesi,jambon,göğüs ve kırmızı et görüyorum baktığım her yerde.
Ben künefeleri götürürken bir de laf sokmaları "seni bir 10yıl sonra görürüz" demeleri cabası..
Arkadaşlar spor yapın,yapmayın demiyorum.Ama gözünüzü seveyim gram sayacak,bize eski şişko erkeklerimizi arattıracak duruma da gelmeyin🙁
Şimdi size sporun ve tabiki çalışmanın mükemmel hale getirdiği bir tanıdığımdan da bahsedip kapanış yapmak istiyorum.Özellikle Snapchat hesabında: aldığı besinler,alışverişleri,sporu konusunda çok aktif.İlginizi çekerse mutlaka ekleyin derim.Sosyal medyalardaki profillerini aşağıya bırakacağım.Kimden bahsettiğimi merak ediyorsanız,herküllerin herkülü Burak Altınay.
Burağı spordan önceki zamanında da tanıyordum.O zaman da kızların %99'unun "kim bu?" diye sorduğu birisiydi.
Ama spora bir başladı,eksik neyse tamamlandı.Tanıdığım için ya da övmek için söylemiyorum bunu,gerçekten böyle olması gerekiyormuş.Burak dediğin böyle olurmuş💪🏽💪🏽💪🏽
Kendisinin şimdiki halinden fotoğraflarını ekleyeceğim,beyler olacaksanız işte o bu gibi değil,Burak gibi olun.
Sporu kendisi için yapıyor,yaptığı şey yakışıyor,düzenli yaşıyor ve hazırladığı öğünler müthiş! 
Yani demem o ki,zorlama olmayın.
Gösteriş merakına bürünmeyin.
"Burak gibi olun" lafımı,Burağın vücudu gibi vücut yapın olarak algılamayın.
Herkese üçgen vücut yakışacak ya da herkesin kolları kafamın iki katı olacak diye bir kural yok.
Sadece onun düzenini,azimini örnek alın.
İyi bir görüntüye sahip olmakla egolarınız arasındaki dengeyi düzgün kurun.


💟Instagram Hesabı: altinayburak
💟Snapchat Hesabı: burakaltinay 
👊🏻👊🏻Fotoğraflarını paylaşmama izin verdiğin için Burak sana ayrıca teşekkür ediyorum.🏋🏼 

👊🏻Son olarak umarım yanlış anlaşılmaya meyilli bir yazı olmamıştır.
Herkes olduğu gibi de çok güzel💗
Ama bu kadar çalışıp,harikalar başaranlar aynanın karşısına geçip gururla kendilerine bakabilirler🎈
Hepinizi seviyorum sorular yorumlar her zamanki gibi bekleniyor,iyi geceler 💤 

27 Mart 2016 Pazar

Beni Tanıyın

Herkeeeese merhabalaaaar! Çoooook mutluyum! Uzata uzata yazmak istiyorum bu şekilde.Yıllardır yazdığımı,önceden de blogum olduğunu ve sildiğimi söylemiştim.Beni buradan tanıyanlar sanırım hayatım hakkında bu kadar,belki bunun biraz daha fazlası bilgiye sahip.
Onun dışında yanyana olupta,gerçek anlamda birbirimizi tanımadığımız çok insan var.
Blogumu okuyupta hakkımda bilgi sahibi olmak isteyenler için yazmak istedim bu yazıyı.
Ancak benim kendimi anlatmam pek doğru olmayacağı için,10soruluk bir anket benzeri yazı hazırladım ve bazı yakınlarımdan cevaplamalarını rica ettim.
Gelen cevaplar o kadar net,o kadar ben ve o kadar güzel ki mutluluktan uçuyorum bu yüzden.
Sanırım şu zamana kadar bloguma en severek attığım paylaşım olacak bu.
Gerçekten bayılıyorum hayatımdaki insanlara! İyiki varlar! 
Bana gelen cevapları,secreenshot olarak değil,yazı haline çevirip buraya aktardım.
Bazen bilgisayardan açınca sıkıntılar olabiliyor.
Her birini tek tek çıkartıp,saklayacağım da.
Çok ama çok keyif aldım okurken,umarım bu yazı beni tanımak konusunda size yardımcı olur.Sizinde hoşunuza gider.
İşim var gücüm var demeden,attığım an ikiletmeden soruları cevapladığınız için de size çok teşekkür ederim benim büyük ailem❤️
🎀Sorular:
1)En sevdiğin huyum?
2)En sevmediğin huyum?
3)Seni bugüne kadar hiç kırdım mi? 
Peki kendimi affettirmek icin çabaladım mı? 
4)Beni bir kelimeyle tanımlayacak olsan bu ne olurdu? (Kırılgan,sınırlı,aptal..gibi)
5)En sevdiğim tatlıyı biliyor musun? 
6)Herhangi bir rahatsızlığım var mı biliyor musun? 
7)Kendimle alakalı en sevmediğim şey ne biliyor musun?
8)Beni bu hayatta ne üzer? 
9)Üzüldüğüm Zaman ne yaparım?
10)Beni emojilerle anlatsan neler olurdu? 

🎀Veee cevaplar:
💃🏼1)
1)En sevdiğim huyun kalbindeki güzellikleri her zaman gerçekleştirmeye çalışman
2)En sevmediğim huyun çok duygusal olman..
3)Bugüne kadar beni kırmadın,o yüzden affettirmeye çalışmana gerek kalmadı
4)Seni bi kelimeyle tanımlayacak olsam sarı çiçek olurdu.Çünkü bir çiçek kadar güzel ve naifsin😂
5)En sevdiğin tatlıyı biliyo muyum,yani çikolata seviyorsun onu biliyorum
6)Midenden rahatsızlığın var maalesef
7)Kendinde alakalı en sevmediğin şeyi aştık hallettik şuan saç rengin olabilir😂
8)Seni bu hayatta Gülten Teyze'ye dair her şey grip bile olması üzer..
9)Üzüldüğün zaman içine kapanırsın😬
10)Seni emojilerle anlatsam 🙂🙃 olurdu.Bir ağlar bir gülerim ahahah..


💃🏼 2)
1)İyimser oluşunu,pozitif enerjini,sevecen ve yapıcı olmanı seviyorum
2)Üzüldüğünde ulaşamayacak kadar kapanık olmanı sevmiyorum,kapanık olmanı adeta bir panda olmanı🙄 
3)Benim sana kırılmam mümkün değil.
Kırgınlıktır o bir anlık parlamadır.Kırılmadım sana kırmadın beni hiç
Affettirmelik bir durum olmadı.Kızdığımda ya da kızdığında yapıcı davranıp arayı kapatmasını bildin ama
4)Sakin
5)Kız senin sevdiğin değil en sevdiklerin var,limonlu cheesecake extra olarak çikolatalı her şey🙄
6)Üzüldüğünde direkt midene vuruyor onu biliyorum
7)Sakinliğin olabilir,insanlara kolay kolay arkanı dönemiyor oluşun
8)Sevdiklerinin üzülmesi üzer
9)Kendine kapanırsın,sessizleşirsin
10)🤗😊😇😇😇😇😇🤓🤗🤗🤗🤗🙄🙄🙄💛💛💛

💃🏼 3)
1)En sevdiğim huyun kendin ne dertte olursan ol kötü bir şey olduğunda benim moralimi düzeltmeye çalışman,güldürmen mutlu etmen
2)En sevmediğim huyun alışveriş hastalığın ve harcanan o paralar.....
3)Beni bugüne kadar hiç kırmadın
Kırmasan bile bana karşı çok hassas davrandın,kırılmamı istemediğini çoğu kez gösterdin
4)Saf Aşık
5)Künefe
6)Mide rahatsızlığın var
7)Heralde yapmaman gereken şeyleri farkında olmadan sürekli yapıp durman veya unutacağım dediğin insanları sürekli sürekli aklına sokman olabilir..
8)Vefasızlık ve ihanet olabilir
9)Rakı içersin,güzelleş be kızım diye snap atarsın 
10)💛👸🏼💅🏼😻😈🤒🤓🤑😇

💃🏼 4)
1)Çok sessiz mülayim bir şey olman
2)Ayy aklıma gelmedi
3)Hayııır,öyle bir şey olsa çabalardın...
4)Tatlış
5)Ayy sanki bunu biliyordum,pufff profiterol olabilir mi? Çikolatayı seversin....
6)Uçuk rahatsızlığı jsdjjs
7)İnsanları çok kolay affedebilmen,kin tutamaman..
8)Seni bu hayatta gerçekten tam anlamıyla annen üzebilir...Oyyy annişine selamlar...
9)Müzik dinlersin
10)💅🏼👄💄👩🏼
11)(ekstra soru) İdolüm/İdollerim?
Tabiki Blair Waldorf.... 

💃🏼 5) 
1)En sevdiğim huyun sakinsin ve yapıcısın.Özellikle birini kırmak gibi vs bir niyetin yok.Karşındaki insanı sevmiyor olsan bile bu böyle
2)En sevmediğim huyun bir şeyleri yapabilmek için başka şeylerden vazgeçmen.Bunu maalesef üzülerek söylüyorum yavru kurt.Ama huyun birazcık böyle
3)Bir kerecik kırmıştın.Ama ufacık yani😄 
Bir saat geçmeden gönlümü almıştın.Affettirmek falan gibi bir şey olamaz zaten.Sana o şekilde hiçbir zaman kırılmam,sen benim canımsın
4)Sevecen
5)Cheesecake diye tahmin ediyorum sanki ama emin değilim😞
6)Bir şeye çok üzülürsen elin hep kalbine yakın bir yerde oluyor.Bundan dolayı kalbinde sorun mu var acaba diye düşünmedim değil.Ama genel olarak yok diye biliyorum
7)Bazı şeyler seni çok fazla etkiliyor, detaya girmeyeceğim ve bunlar senin sürekli aklına takılıyor. Düşünüp duruyorsun bazen.Kimseye doğru düzgün de anlatamıyorsun
8)Seni bu hayatta üzebilecek en büyük şey annenle alakalı olan her şeydir
9)Çikolata yiyiyorsun sanırım🤔
10)🙊😍👸🏼🙆🏼😁😴❤❤

Çok uzun olmasın diye,beş kişiden cevap aldım.Ancak söyledim ya çok çok hoşuma gitti bu durum:) O yüzden belki devamı niteliğinde bir paylaşım daha yapabilirim:) Benim hakkımda çıkan cevaplar bu şekilde:) Tanımanız konusunda yardımcı olmuş olmasını umuyorum🎀💗 Aklınıza başka sorular da gelirse mutlaka benimle paylaşmanızı isterim,sevgiler🎈










Geri Döndüm!

Herkeseeee merhabalar! Sonunda vizelerim bitti,dün son vizem vardı,sonra eve döndüm ve neredeyse geri kalan vaktimin tamamını uyuyarak geçirdim.Normalde telefon hep yatağımın yanında olur,sabah kalktığım zaman mutfakta bıraktığımı hatırladım.Nasıl bir yorgunluksa bendeki siz düşünün.İyisiyle kötüsüyle geçti işte! Ve şimdi kendimi dinlenmeye başlamış,hasret kaldığım boş vakitlerle içiçe bir de mutlu hissediyorum! 
Bugün bahar temizliğine de giriştim.Telefonumdaki ders fotoğrafları,notlar başta olmak üzere,odamı evi her yanı boşalttım! Kışı hiç sevmediğimi söylemiş miydim bu arada? Kazak,atkı ne varsa topladım.
Bir iki hafta okula da gitmeyeceğim,oh misss! Hayat bu şekilde güzel ya! 
Şimdiyse hazır fırsatını bulmuş,kendime vakit yaratmışken tonlarca kitap stoklama zamanı! 
Birkaç kitap sipariş verdim.Onları sizinle paylaşmak istedim.Aa bir de gelecek kitaplar hakkında henüz bir yoruma sahip olmayacağım,sadece adını sizlere söylemekle yetineceğim için,okuduğum kitaplardan da seçtim.Ufacık bir de öneri yapacağım.
İlk olarak Otomatik Portakal! Bu kitabı arkadaşım Elvan'ın blogunda gördüğüm için sipariş verdim,o hakkında detaylı olarak bilgiye ver vermişti.Onun blogunun linkini birkaç yazı öncesinde de bırakmıştım,profilimde de var.Oradan ulaşabilirsiniz.Bu arada Yargıtay'ın Kayıhan İçel'e atıf yapması gibi Elvan'a atıf yapıyor oluşum❤️ 
İkinci söylediğim kitap Orhan Pamuk,Kırmızı Saçlı Kadın.Sanırım en büyük heyecanla beklediğim kitap bu! Çünkü şuan birçok kitapçıda ilk sırada,okuyan herkes bir solukta bittiğini söylüyor.Çok merak ettim! Umarım hayalkırıklığı yaşayacağım bir kitap olmaz da,önümüzdeki ayın favorilerinde adını geçirebilirim.
Üçüncü kitap,Haruki'ye ait."Haruki'nin en az bir kitabı okunmalı" diye duymuştum.Ve bu kitabı sipariş vermek istedim.Hımmm,bekliyorum bakalım.
Ve gelelim sipariş vermediğim,kitaplarını görünce "çok cahilmişim keşke ölsem" dediğim İlber Ortaylı eserlerine.
Kitaplardan sadece fotoğrafını paylaştığım üstteki ikisini inceleme fırsatı bulabildim.İkisi de ilk bakışta gözüme,bana bilgiler katabileceğine inandığım kitaplar gibi geldi.Gerçi bilgiden öte,yalın ve açık gözükmesi çok iyi duruyordu.Hiçbirisini söyleyememiş olmamın sebebi ise,kitapların birbirinin devamı olup olmayacağını düşünmemdi.
Devamı olmasa bile belki aldığım kitabı anlamam için,ondan öncekinde anlatılanlara da hakim olmam gerekirdi.
Bu durumu Ruh Adam kitabında direterek yaptığım,ne bileyim kitapları okumaya ilk önce Bozkurtlar'ı okumaktan başlamadığım için bir anda ağırlık altında çöktüm.Dolayısıyla kitap o güzel kapağıyla odamın dolabında parlıyor,ancak ben ışığına tam olarak hakim olamıyorum.Bu durumda kaldım.
Şimdi sizden öncelik İlber Ortaylı'nın yazdığı kitaplarda olmak üzere tavsiyeler bekliyorum.Beni aydınlatırsanız,"Şebnem'cim bak bunu bunu da al sevebilirsin.." derseniz,çok mutlu olurum.
Unutmadan son olarak,sanırım Yaratıcı Yazarlık kitabını da sipariş vereceğim İlber Ortaylı kitapları ile birlikte.
Ben yazmayı gerçekten seviyorum.Ve insanın sevdiği şey hakkında olabildiği kadar bilgi sahibi olması gerekliliğine inanıyorum.O yüzden kitap kültürü çok geniş birisi olmasamda,"ilgi alanınıza giren konularla ilgili,bulabildiğiniz kaynağı bulup okuyun" tavsiyesini size verebilirim.❤️
🙏🏼Buraya kadar eklediğim fotoğrafların netlik kalitesi sanırım biraz düşük.O yüzden üzgünüm😔
🙏🏼Fotoğrafları D&R sitesinden alıntı yaptım.
D&R şuan indirimde;bilmeyenlere duyurulur,koşun yetişin bence!

🐸Ve gelelim benim size tavsiyeme.Bir kitap yazıya dökülerek,Spoiler vermeden nasıl anlatılır bilmiyorum.O yüzden sadece çok beğendiğimi,değişik bulduğumu,hoşunuza gidebileceğini mi söylesem? Böyle de çok mu üstten oldu yahu? 
Bir kitap yazdım,dört kitap fotoğrafı ekledim çünkü bu bir seri.
Belirlediğim birkaç yazarın tüm kitaplarını okumak gibi bir isteğim var.Ayşe Kulin'de bu yazarlardan biri.
Birçok kitabını okudum.Ancak gerçek bir karaktermiş gibi aklıma kazıdığım Bora'yı unutamıyorum.
Size biraz komik gelebilir ama "Kerimcan Durmaz" ı tanıdıktan sonra,Bora'yı o şekilde kodladım. 
Hayatı,bir anda sahip oldukları..
Gizli Anların Yolcusu,Bora'nın Kitabı,Dönüş,Handan..
Esas karakterlerden birkaçını sayacak olursam;Bora,İlhami,Eda,Handan ve Derya.
Sanırım kitap anlatmak bu şekilde olmuyor.😔
İşte eğer okumak isterseniz,daha ayrıntılı bilgi isterseniz,bana yazın😔
Ama mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum,üç dört kitaplık serilerin ikincisinde sıkılan ben bu kitapları merakla okudum.
Devamı olsaydı,daha da okurdum gibime geliyor..


💁🏼Benden şimdilik bu kadar,yazım umarım hoşunuza gider,hayatımın her dakikasında maalesef kitaplar yer almadığı için,tavsiyelerim size pek hitap etmemiş olabilir😔 Sevgiler😍












23 Mart 2016 Çarşamba

Hastalığımda,sağlığımda..

Herkese merhabalar! Bunca sınav koşuşturması arasında bu hafta bloga yazabileceğimi hiç tahmin etmiyordum ancak teşekkürlerim içimde kalmasın istedim.
Saat 12'yi geçtiği için geçmiş zamandan,yani dünden bahsedecek olursam eğer:
Akşam 17.30da Kriminoloji sınavım vardı.Bi' okul neden o saate sınav koyar hiç girmeyelim o konuya..Her neyse yola çıktığımda her şey normaldi.Sadece hava fazla sıcak ve karanlık,boğucuydu.Normalde yaz sever bir insan olarak bu boğucu hava sanırım beni kötü etkiledi.(Terazi Burcu'nda Ay Tutulması var,o da etkilemiş olabilir..) 
Okula gidene kadar akla karayı seçtim,canım çıktı.
Gider gitmez de soluğu revirde aldım.
Başım inanılmaz derecede ağrıyordu,midem bulanıyordu.Ve yüzümün rengi önce kırmızı oldu,sonra kireç beyazına çevirdi..
Revirde tansiyonumdu,nabzım hızlıydı falandı derken yarım saate yakın yatırdı kadın beni.İlaç verdi.Aslında daha da yatıracaktı ama kaçtım..
İşte olaylar böyleyken ve ben yarı baygınken bugün bir kez daha o gittiğim yolun sadece arkadaşlarıma değeceğini anladım! 
Ya beni bir an olsun yalnız bırakmadı okulda olanlar,gören yanıma geldi,yanıma gelen bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordu,kızlar onlarda kalmamı teklif etti..
Ben kendimi toplayıp okuldan ayrılana kadar adeta beni ayakta tuttular.
Eve geldiğimde de sağolsun arayıp,mesaj atan çok oldu.
Küçücük bir olay ya,azıcık düşmüş bayılmışım yani.Ama nasıl güzel insanlar almışsam hayatıma,beni ne denli önemsediklerini gördüm.
Bu olayı neden bu kadar yazma gereği duydum bilmiyorum.
Ama bana yapılan hiçbir iyiliği unutmuyorum,böyle minnet borcum varmış gibi hissediyorum adeta.
Bir de sevilmenin çok güzel bir duygu olduğunu sizinle paylaşmak istedim.
Hep söylüyorum,"iyi dostlar biriktirdim,hepsi ailem oldu.." 
Sizi anlatmaya kelimeler yetmeyecek canım arkadaşlarım,dostlarım,kardeşlerim.
Böyle şeylerin teşekkürü olmaz,bende olsam aynısını yapardım evet ancak hepinize bin teşekkür! 
Varlığınıza bin teşekkür! 
Yazamıyorum,baş ağrısı gitti,mide bulantısı geri geldi.Yarınki sınava çalışmadım,erken uyanmam gerek..
Öpüldünüz! xo

19 Mart 2016 Cumartesi

Ben Her Gün Ölemem!

Tarifsiz bir acı var üzerimde.Havanın karanlığı,içimin karanlığıyla bir sanki.Daha Ankara'nın acısı sönmeden,İstanbul'dan dehşet verici bir haber aldık.Yine canlarımız gitti,biz yine eksildik.Yolda yürürken,ayakkabısını bağlamak için yere eğilmişken,belki telefonda sevgilisiyle konuşurken,belki biri arkadaşlarıyla buluşmaya yetişirken bi' şey oldu,adını söylemekten dahi korktuğum bi şey.Ve koptular hayattan..Ankara'da da aynı böyle olmuştu.
Kadere inanan birisi olarak,"kadercilik" yapmak istemiyorum artık.Çünkü bu yaşananlar kader değil.
Ankara olayından bugüne telefonumda gruplardan gelen bildirimler hiç durmuyor,arkadaşlarımın mesajları dinmiyor,benim telefon trafiğim bitmiyor.
Öncelikle "yalan"lar var.Sansasyon yaratıp,insanları iyice tedirgin etmek için yapılan,nereden yayıldığı belli olmayan ama bir anda bir paylaşımla herkesin eline ulaşan mesajlar..Gelen ses kayıtları,hatta daha da ötesi bugün aldığım "sözde" komutanlar,emniyet şube başkanları tarafından imzalanmış "gizli bildiri"ler.Bir görseniz,acınacak halimize güldüm.El yazısıyla yazılmış,altında komutan imzaları falan var..Yahu bu milletin zekasıyla alay eder gibi.Korkutup,sindirmek için artık büyük kumpaslara bile gerek kalmadan..Çünkü korkuyoruz.Bugün olayın haberini aldıktan sonra zangır zangır titrediğimi biliyorum,o tarafta oturan arkadaşlarımın hepsini yüreğim ağzımda aradığımı,babama ulaşamadığım için deliye döndüğümü.Bu olaylardan beri böyle,sürekli birileri beni arayıp "eve vardın mı?" diye soruyor;annem okula gitmemden tedirgin,ben onun işe gitmesinden.
O whatsapp gruplarında,sosyal medyada hem birbirimizi aldığımız haberler için uyarmaya çalışıyor,hem de tahammül edemiyoruz artık.
Herkesin bir fikri var.Ama herkesin.
Bugün birisi grup içerisinden "vatan için can verildiği" vb cümlelerini kurdu.
Böyle olmaz.Anlıyor musunuz? Bunlarla vicdanınızı bastıramazsınız.Vatan için can vermekse mesele,bu ülkenin genci,yaşlısı,kadını,erkeği biliyorum ki gözünü kırpmadan gider o savaşa.Ama bir dakika! Hangi savaş? Bir yandan şehit haberi alıyoruz hemen her gün,bir yandan yürüdüğümüz yollar yanıyor biz can veriyoruz.
Ben böyle ölemem! Böyle ölmek istemiyorum! 
Ölmek dediğimiz şey bu kadar basit olmamalı! Korkuyorum dedim,yüksek sesle duyurmayacağım bunu.Çünkü:
İstiklal Marşı "KORKMA!" diye başlıyor,
Ne zaman gerçekten tedirgin olsam bir şeylerden,açar okurum baştan sona mücadelelerimizi.
Ama gidemem bir yere,yapamam bir şey.
O devirleri geçtik diye.
Peki bir şeyler yapması gerekenler neredeler? 
Sokağa çıkamıyoruz! Yaşayamıyoruz biz,nefes alamıyoruz! 
İçimizdeki bu "şey"ler ile,her gün ölmek istemiyorum ben! 
Acaba nereye giderken başıma bir şey gelecek diye düşünüp,her gün ölmek istemiyorum ben! 
Bu olayların yaşanmasında sorumlu kim varsa,onları destekleyen kim varsa,tepemize çıkartan,aramıza sokan,Meclis'imize oturtan kim varsa onlar yaşarken,her gün ölmek istemiyorum ben! 

6 Mart 2016 Pazar

MART FAVORİLERİM

Herkese merhabalar..Yine erken bir favoriler yazısı ile karşınızdayım.Sabırsızlığımdan dolayı erken yazdığım favoriler yazılarımda mantık hatası oluyor.Mart ayına daha yeni girdik,neyi deneyimledin de favorin oldu diyeceksiniz,haklısınız.Mesela bu yazı aslında Şubat Favorileri olmalıydı..Olsun siz bunu böyle kabul edin,önümüzdeki ay düzene sokacağım yazıları:) Biliyorum uzun süredir yazmıyordum merak edenleriniz de oldu ama bir yere yetişir gibi yazı yazılmıyor ki:) Bir de blogumu ilk açtığım zaman bir amaç gütmek için değil,kendim için yazdığımı söylemiştim.Beni destekleyen,okuyan,hatta yazılarımı beğendiği için paylaşıp yorumlar yapan insanlar olduğunu görmek ayaklarımı yerden kesti.Yalnız kendimi değil,sizi de düşünmeye başladım.Her neyse..Şu sıralar hayatım tekdüze gidiyor,bu tekdüzelik arasında gerçekten yazacak bir şeyler üretemiyorum.Çoğu zaman hakkında fikir yürüttüğüm konuları "amaaan bana kalsın" diyip geçiştiriyorum.Önceden çok yazardım.Hemen her gün,belki günde birkaç defa.O zaman yazacak ve anlatacak hiçbir şey bulamamışsam "her şeyimi" anlatırdım.Bir dizi gibi,roman gibi.Bu son cümlelere çok takılmayın,anlamak için çaba sarfetmeyin,bana kalsın:)
Gelelim Mart Favorilerine -bu ay zaten vizeydi,büttü derken iptal olacağım ben.Şubat sonu,Mart başı favorilerim bir aylık eder...-  Önerileriniz olursa her zamanki gibi bekliyorum,keyifli okumalar:)


💟 Ayın Favori Mekanı:
Efendiiim....Bir insanın bu kadar zaman içinde yeni keşfedip sevdiği mekan hiç mi olmaz? Gerçekten olmayınca olmuyormuş işte..O yüzden ben bundan bir önceki aya atıf yaparak Meyzen'den bahsetmek istiyorum.Meyzen,Kadıköy Barlar Sokağı'ndaki mekanlar gibi mekanların Maltepe/Yalı versiyonunda bir meyhane.Bir ara "siroz mu olacağız biz?" modunda gezdiğimiz için,çokça da gittik gördük tabi.İki kısmı var canlı müzik ve fasıl.Fasılı biraz bayıyor,canlı müzikte alkolün verdiği yetkilerle mi güzel geliyor kulağa yoksa gerçekten güzel mi emin olamadım..Fix Menü tarzında bir menüsüne denk gelirseniz hiç tavsiye etmem.Onun dışında,mezeleri olması gerektiği kıvamda.
Ancak mekanda en çok hoşuma giden şey,kesinlikle sahiplerinin "içen içsin,düşen düşsün" düşüncesinde olmaması.Sırf bu yüzden bile benden tam puan alır.


💟Ayın Uygulaması:
Hayatımda ilk defa legal şekilde,dinlediğim müziklere para vermiş olabilirim..Bu aslında biraz tesadüfi gerçekleşti.Müzik programım bozuldu şarkı indirmedi,birkaç program daha yükledim onlarda olmadı.Bende sabırsızlıktan çatladım,son çare diye Turkcell Müzik uygulamasını indirdim.Sonra bir anda ay sen bana üyelik yap..İlk önce çok ciddi söylüyorum kalbime bir ağrı geldi,suratım kızardı.N'oluyo dememe kalmadan fiyatın faturaya yansıdığını görünce "aman canım sağolsun" dedim.Ama fizy listeleri olsun,şarkılar türküler olsun iyiymiş ya.O yüzden bu ayın kurtarıcı uygulaması kesinlikle Turkcell Müziktir.
Ekstradan bir uygulama daha söylemek istiyorum çünkü bu hafta taktım,önümüzdeki hafta yine pes ettim moduna geçebilirim.Ama belki söyleyeceğim uygulama sizin işinize yarar.Ben sporda devamlılığımı sağlayamadığım,bir gidip bir bıraktığım ve geceleri homur homur künefeler yediğim için açıkçası aldığım kalorileri merak ediyorum."Yani yedim ama yeterli mi yedim,ne kadarı yağ bunun,bunun bana hiç faydası olmazmış" diye düşünüp duruyorum.(Bu arada genelde günlük almam gereken kalorinin altında alıyorum bu bir dramdır..) Yiyeceklerin kalorilerini merak ettiğim için önceden FitWell  kullanıyordum.Ancak bu ay o da benden Pro üyelik isteyince,orada bir dur dedim ya! Sonuçta bende öğrenciyim yani!.FW'le yolları ayırdığım için yeni bir uygulama arayışına girdim.Ve Fat Secret uygulamasını buldum.Uygulamada yiyecek içeceklerin çok geniş bir yelpazesi yok ancak aldığınız protein,karbonhidrat miktarı gibi şeyleri de gösterdiği için benim hoşuma gitti.
Sıkılıp birkaç gün içinde bırakmazsam bu ayki favorilerimden biri de budur!

💟Ayın Şarkıları:
Hergün dinlediğim Sezen Aksu şarkılarını saymazsak(onlardan bir gün playlist hazırlayıp buraya bırakmayı düşünüyorum) Ajda Pekkan-Sana Doğru.Ne söylenebilir ki yani,Ajda Pekkan ya! Şarkı bildiğim kadarıyla yabancı bir şarkının Türkçe'ye çevrilmiş hali.Bulursam şimdi onun linkini de koyacağım buraya.Bir de Özge Fışkın'ın söylediği versiyonu var.Üçünü de dinleyin diyorum ben..
Ve vee..Tarkan'dan Ölürüm Sana! Sevgili Murat Boz,Aslı'sı için söylerken videosunu da paylaştı..(Bu arada başıma bir şey gelmeyecekse Aslı&Murat çiftine bayılıyorum.) Şarkı benim de dilimden düşmüyor.
http://youtu.be/LJ9FpMXJmwY

💟Ayın Kozmetik Ürünü:
Ayın kozmetik ürününü kesinlikle ben söylemiyorum Görkem Karman söylüyor.Kendisi dünya tatlısı olmasının yanı sıra,muadil uzmanı.Bu ay paylaştığı ürünle ise bomba etkisi yarattı.Bobbi Brown markasının muhteşem Camel ürününe muadil olarak Flormar'ın 10TL'lik kaş farını gösterdi.Ve gerçekten birebir aynısı.Ürün Flormar'larda ve internet sitesinde tükendi.Bir şeyleri hakkını vererek yapmak=Görkem Karman.

💟Favori Televizyon Programı:
Tipik Türk ailesi programı,Survivor.Yılmaz Morgül'ü,in'ken out olan Nihal'i,o koca cüsseye rağmen hiçbir şey yapamayan  Tuğba'yı ve konuşmasıyla Taner'i hatırlatan Mehmet'i geçersek...ATAKAN!
Şampiyon olur mu bilmiyorum,olmasını çok isterim.Ama olamasa bile benim birincim odur.Her yıl Acun Ilıcalı'nın programının parlayan bir yıldızı oluyor.Gerçekten tanınması gerektiği halde tanınmamış birisi.İşte bu yıl o kişi bence Atakan.Yarışmalardaki başarısı zaten gözler önünde peki karakteri,duruşu? Ben insanlarında sevgisini ve takdirini kazandığını düşünüyorum.İnşallah hakettiği yere gelir.Ya maşallah sana adam ya.

💟Favori Twitter Hesabı:

( @PuCCaa -> Twitter'daki adı,
  Puccito -> Instagram adı..)
Şuan kullanmakta olduğum Twitter hesabım yaklaşık bir buçuk senedir aktif.Ondan önce dünyanın insanının olduğu bir hesabım vardı.Dayanamayıp kapatmıştım.Ancak o hesabımda da,bu hesabımda da bende yeri tartışmasız olan tek insan vardı;Pucca! İlk iki favoriler yazımda ondan bahsetmedim çünkü onun için ayrı bir yazı yazmayı düşünüyordum ancak dayanamadım! Eğer ben yıllar önce yazmaya başladıysam harıl harıl bulduğum her defteri günlük yapıp,kesinlikle onun sayesinde oldu.Bir nesil Pucca ile büyüdü.Birkaç yıl önce şimdiki popüler uygulamalar yoktu,blog vardı,tumblr modası vardı.Vallahi liderimiz Pucca diye bağırasım geldi.Çünkü onun sayesinde yayıldı bu akım,o şekilde çıktı kitaplar.Bu zamana kadar beş kitap yazdı.Kitaplarını okumaya başladığım zamanlar kıkır kıkır güldüğüm oldu,bazen duygulandığım,bazen onunla beraber sövdüğüm..Benden   anneme,kuzenlerime,arkadaşlarıma yayıldı.Bu arada ilk zamanlar yüzünü görmüyorduk..Hatta kitabında kendisini öyle bir tarif etmişti ki,şişko,dişlek çirkin bir şey sanmıştım.İlk imza gününde sanırım,bir fotoğrafı çıktı ortaya."AAAAA PUCCA'YA BAAAK NE GÜZELMİİİŞ" diye tepki vermiştim.Bu arada imza günü demişken Tüyap'a taaa Pendik'ten kalkıp Pucca diye diye düşmüştüm..Ve sonunda onu görüp,imza alamamıştım:( Yetmezmiş gibi o gün etiketleyip twit attığımızda beni değil,arkadaşımı favladı.Ay yıkıldım,ergenliğimde içimde kaldı o alamadığım imza ile,fav..Bu arada Murat Boz ile Büşra Pekın'in başrol oynadığı,Hadi İnşallah filmi biliyorsunuz değil mi Pucca'nın kitabındandı.Gerçi biraz olaylar oldu,önce tepkilendik sonra filme gittik,isimle anlatılanlar arasındakiler tutmuyordu,her şey o kadar basit değildi derken...Tatlıya bağlandı durumlar.Ya işte bende yıllarımı nasıl anlatayım,neresinden anlatayım ki..Anlatmakla bitmez ki o!İnsanlar daha şimdinin modası "stalk" kelimesinin s'sini bilmiyorken Pucca onun kitabını yazmıştı.Hayalkırıklıklarımız,kavgalarımız,mutluluklarımız.biz aslında hep beraber olgunlaştık.O mesela özgüvenini sıfıra indiren olgular yüzünden kendi güzelliğini farkedemezdi bundan birkaç yıl önce.Hep kendini yerden yere vururdu.Ama zamanla istediği her şeyi yapmasını,zayıflayıp incecik olmak gibi,kırıldığı yerden hayata tutunmasını bildi.Bizlere de öğretti.Hatta bazen hayat bile bile onun yanlışlarını örnek almaktı.İyisiyle kötüsüyle rol modelimiz oldu o bizim.Ben hatalarımda,bir de babamla ilgili olanlarda hep onu gözümün önüne getirdim.(http://yilindokuzuncuayi.blogspot.com/2016/01/baba-sorunsal.html) Böyle benzerlikler buldum.Aramızda yıkılması zor,bu denli sağlam bir bağ kuruldu.Biz hep onun mutlu sonunu istedik,hep inandık.Sonunda oldu,"evlenicez bak" demiş enişte ona,evlendiler.Bir sürü çocukları var şimdi.Pucca'dan başka kimseyi sevmeyen Puki,Pablo'ya bile alıştı.Hep mutlu olsunlar istiyorum,günleri güzel geçsin,sevgileri tükenmesin.Ona bu hayatı altın tepside sunulmadı.Ama tesadüfen de olmadı.Kalemiyle,zekasıyla,varoluşuyla çıktı basamakları.Çok seviyorum işte ya.
Son olarak..Günlükleri de çıktııııııı! Koşun alın yetişiiiin! Ben de alıcam inşaaaallah.Siyahlı olan favorim ya:)

💟Favori Instagram Hesabı:
Raisa Vanessa kardeşler! Yediniz bitirdiniz bizi! Her kızın sizden giyinmek ilk 10tercihi arasına girdi,tabi sosyetenin ünlü isimleri nasipleniyor..Olsun.Müthişler yahu! Yaptıkları kıyafetler bomba,taşıyanlar bomba.Gözümüz gönlümüz İBS dışında modacı görüyordur inşallah kızlar? (@raisavanessa) 

💟Favori Snapchat Hesabı ve Favori YouTube Kanalı: 
Bu iki favoriyi bu aylık birleştirmek istedim çünkü snapchatiyle,YouTube'uyla bunlar yetmez kendi sitesi ile bir favorim var,yazmazsam içimde kalacak: Buse Terim.
Öncelikle Buse Terim dendiği zaman geçen yıl olsaydı,"aman Fatih Terim'in kızı işte" cevabını verirdim.Ancak mesleğini babasının gölgesinden sıyrılarak,gerçekten hakkını vererek yapmaya çalıştığını anladım.
Ve kamera karşısına geçince gördüğüm Buse Terim'e bakılırsa,hiçte öyle kasıntı,aman aman birisi değilmiş.
Youtube kanalında ilk başlarda çok eleştiri aldı,yaptıkları,makyajı,telaffuzu,birçok şeyi.Ancak zamanla herkes ona ısındı diye düşünüyorum.
Snapchatte birçok markanın lansmanından snapler,gittiği yerler,yedikleri,aldıkları vb. paylaşıyor.
Websiteleri olan buseterim.com.tr ise iyi ya,çok iyi.Gerçekten iyi.Dolu dolu bir içerik,daha da ne olsun.
Son olarak Defacto'dan ürün almayan birisiyken,"hımm gözaltılabilir mi?" diyorum.Buse,o markaya gerçekten artı sağladı.

💟Favori Nesnesi: 
Malum vizeler geldi çattı.Ders çalışmalara başlanacak.Ben sınav dönemlerinde fazla stresli oluyorum.Ve mide rahatsızlığım olduğu için,pek fazla kahve tüketmiyorum.Daha doğrusu tüketmemem gerekiyor.Bitki çayları da candır.O yüzden kapanışı onlarla yapıyorum.Her şeyin ilacı nane limonum bile duruyor köşede:) 


🔴Umarım yazım hoşunuza gitmiştir,saat şuan 02.20 ve uyumak için biraz geç kalmış olabilirim.Sevgiler hepinize💗