17 Haziran 2017 Cumartesi

Derinlik Sarhoşluğu

Uzun zamandır hislerimi,kendimi ifade edebilmekte zorlanıyordum.Bir şey söylesem ve çok şey anlatsa dedim kendi kendime.Ve buldum o sihirli kelimeyi: "Derinlik Sarhoşluğu" 
Önce durduğum konumdan bahsedeyim istiyorum;
2 ay kadar önce aile içinden ansızın büyük bir kayıp yaşadık.Twit atıp,ağlanıp sızlandığım olmuştu hatta.Eniştem vefat etti.Kulağa uzak geliyor ama kalbe bir o kadar yakındı.Anlatmıştım bazı yazılarımda,sonra kaldırdım.Düzgünce yazabilme gücünü şu gün buluyorum kendimde.
Eniştem aynı zamanda anneannemin yeğeniydi.Emekli öğretmendi ve onu sevmeyen tek bir insana denk gelmemiştim.Teyzemle eniştemin üç çocuğu var.En küçükleri yani Erkan abimin düğününe iki hafta falan kalmıştı,bir anda eniştemin beyin kanaması haberini aldık.Çok dayanamadı;biz ona inandık ama yapamadı,vefat etti..
Öyle üzüldüm ki şuan bile acı acı süzülüyor gözyaşları.
Eniştem dedim ya çok iyi bir insandı diye,çalışkandı da aynı zamanda.Didine didine,tırnaklarıyla ev yaptı.Biliyorum yemedi,giymedi,bizim gibi eğlencelere tatillere gitmedi.
Tam rahata erecekti,teyzeme demiş ki "Erkan'ı da evlendirelim,seninle hayatımızda ilk defa bir tatile çıkalım" ..Nasip değilmiş,olmadı.
Cenazesi çok kalabalıktı,belki yirmi yıl önce okuttuğu öğrencileri gelmişti,öğretmen arkadaşları,ülkenin o yanından o yanına görev yaptığı için her yerden edindiği komşuları..
Beni sırtında taşırdı,meyve sepetleri yapardı,"canım,güzel kızım" diye severdi.
Hayatımda ilk defa bir tabutun yanına kadar gittim ben.Hakkım bin kere helal olsun enişteme.Cennet olsun mekanı..
(Yazıya 10dakika ara verdim burada.Biraz ağlamaklı bir insanım...) 
Eniştemin cenazesi zamanı üzüntüden yüzümün ortasında bir gün icinde koskoca kıpkırmızı bir leke çıktı.Alerjik bir cildim var zaten..Üzüntü stres tetikçisi oluyor.Allah'tan o kırmızı leke geçti ancak hala geçmeyen o minik minik şeylerin ucu ta o zamana dayanıyor.
Orada bir tepetaklak olduk.
Sonra haketmediğim şeyler yaşandı.İçim çıkana kadar ağladım bi gün.Öyle bir ağlamak ki,suratım şişmişti en son.
O büyük ağlamanın üzerinden iki gün geçti,doktorluk oldum.
Ömür boyu benimle kalacak hediyelerim vardı artık..
Doktorda yaşadığım o korkuyu,hayatımın hiçbir evresinde yaşamamıştım.
Ve o gün bana aynı zamanda ışık oldu.
"Bak iki gün önce ağlıyordun,sağlığından kıymetli miymiş? Kime neye kendini parçalıyorsun sen? Kendine gel!" diyerek resmen değiştim.
Sağlık elden gidince,geri kalan her şey önemsizmiş ben doktorda sonuçları beklediğim an anladım.
Sonra üzmedim kendimi,daha az üzülmeye başladım.
Yok mu sinirlendiğim,kızdığım şeyler? Var, olmaz mı? En başta sürekli bloga şikayet ettiğim babam.Ama bir şekilde başa çıkıyorum,çabalıyorum.Düşunmeyi erteliyorum çoğu zaman.Ailem,arkadaşlarım herkes sıkıntılarını bana anlatırdı,artık dinlemiyorum.Eskisi kadar kafama takmamayı öğrendim.
Bir problemim var,onu aşabilirsem daha iyi olacak:Ben insan kırmaktan çok korkarım.Birisini istemeden incitmekten,üzüntüsüne sebebiyet vermekten.İnsanlar da aksi gibi bana trip atmayı,nazlanmayı çok severler.Böyle olduğu zamanlarda ben çok üzülüyorum.Bir sıkıntı varsa ortada onu çözmeden rahat uyku uyuyamıyorum.Takıntı falan olabilir bu.İnsanlari önemseme seviyemi biraz düşürürsem mis varya!..
Derinlik Sarhoşluğu,geçici bilinç kaybı.Halisünasyonlar falan görülür.Kişiden kişiye değişir etki seviyesi.Öyleydim işte.Hala da batıp çıkıyorum arada.Son birkaç ayda çok fazla şey oldu.
Ama sana bahar gelmedi mi,çiçek açmadın mi derseniz yalan söyleyemem açtım.Henüz taze,içten içe.
En sevdiğim şarkılardan biri Levent Yüksel-Tuana'ydi,tanıyanlar bilir."Sana söz yine baharlar gelecek" derdi kızlar.
Şimdi şarkı değişiyoruz "MFÖ-Benim Hala Umudum Var" ..Kelimeler tek tek çok şey anlatsın.
İyi geceler dünya.Yaşamak bazen karmaşık ama hala çok güzel❤️



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder