Şimdi söyleyeceğim şey yalnızca bizim için değil memleketimdeki neredeyse herkes için geçerli;insanlar koskoca bir yıl boyunca sabah akşam 10 gün tatil yapabilmek uğruna çalışıyor.Sonrada o tatil süresi içinde "aman en havalısı olsun,en güzeli olsun,instagrama fotoğrafları eklediğim zaman çok like alsın" diyerek bütçesini aşan harcamalarla,üzerine binen borçlarla tatilden geri dönüyor.Ben artık gerçek anlamda kimsenin gittiği yerlerden keyif alabildiğini sanmıyorum.Çünkü çoğu insanın amacı o yeri sergilemek..Tatil değil,gösteriş..Ondan sonra orada çile mi çekmiş,beğenmemiş mi hiçbir önemi yok..Yaz başından bu zamana iki defa kısa çaplı tatillere gittik.İlk kez sosyal medya hesaplarımda üç yüz tane fotoğraf paylaşmadım..Telefonu tatil boyunca kendimden mümkün olduğunca uzak tutmaya çalıştım..Döndüm,etrafıma bakındım,çok hoşuma giden anlardan da birkaçını paylaştım.Etiket yapmadan,beğenilme kaygısı gütmeden..
10 günlük tatil diyorum ya,işte bu tüm yıl çalışıp canı çıkan,sonrada tatili günümüz trendine kurban gidenler yinede şanslı.Evet tatilden döndüklerinde aynı mutsuzluk,aynı pili bitmişlikle devam ediyorlar hayatlarına çünkü keyfini çıkarmayı unuttular..Fakat şanslılar;en azından bir yerlere gidebildiler.Bu ülkede çok şey eksik ya hani..Onlardan biri de bu..Daha deniz görememiş insanımız var.O da haklı..Adam kirasını zor denkleştirdi,tatile nasıl gitsin?
Bu yıl görülen Alaçatı,Bodrum ve benzeri yerlerin manzarası benim dudağımı uçuklattı..Bir keresinde oturduğumuz yerde damla sakızlı soda istemiştim,üzerine de laf olsun diye çay.Biliyorum yani yarım bırakacağım o çayı da insan söylüyor işte..Sonra annem "onu bitir yoksa seni parçalarım" diyince bi irkildim.Anlamadım.Çayın fiyatının 10TL olduğunu farketmemle boğazımda kalması bir oldu."Ya yok artık! Bize de mi 10TL?" diye bağıracaktım.Zaten sokaklar daracık daracık,ay iğne atsanız yere düşmüyor bir de yemek yemeye çalışıyorsunuz falan..Açıkcası güzelliği mahvedilen,yokedilen yerlerimizin kapitalizm uğruna kölesi olmuş durumdayız.Herkes oralarda..
Çok sıkıldım.İstanbul'da olsan ayrı,tatilde olsan ayrı..İstiyorum ki biz İstanbul içindekiler şöyle bir yerlere kaçalım..İyi de nereye kaçalım? Hani böyle bir günlük olur,iki günlük olur..Ne bileyim huzur dolu olsun,biraz kafamızı boşaltalım iyidir...Benim iki türlü tatil anlayışım var:birincisi kafa dinlemelik,ikincisi ise eğlencelik.Plajlarda,gece kuluplerinde yapış yapış herkesin dip dibe olduğu eğlencelik kısım bu yazlık size kalsın,kafa dinlemelik yerler benim olsun..
İstanbul'da da huzur bulabilir miyiz diye birkaç yer araştırdım.Sizle de paylaşmak istedim.Buyrun:
1)Adalar: Adalar bize çok yakın bir konumda olduğu ve sık sık gidip geldiğimiz için artık benim açımdan kaçış olmaktan çıktı.Ama birçok insanın özellikle haftasonu akın ettiği bence müthiş bir seçenek.Sadece o güzelim evleri seyrederek bile huzur bulabilirsiniz..Aa bu arada eğer adalara giderseniz rica ediyorum faytona binmeyin.Bisiklet kiralayabileceğiniz bir sürü dükkan var,onlara uğrayabilirsiniz.Benim gibi bisiklet kullanmayı beceremiyorsanız da (bu aramızda sır olsun mu?)(kimse öğretmedi)(kaldım ben böyle) yürüyün! Mis,temiz havayı içinize çekmekten daha güzeli var mı? Bu arada giderseniz mutlaka balık yiyin,Mado'dan dondurma alın.Dondurmayı isterken de "turist boy olmasın" diyin bence..Ya da siz bilirsiniz..Adanın olmazsa olmazı çiçekli taçlardan kafanıza kondurun.Bu yıl onların denizci halatları olur ya o tarzda ipten olanları çıkmış.Sade çiçekliler out,yeni modeller in.Adanın olmazsa olmazı kiliselerdir,eğer gidecekseniz saatlerini ve günlerini iyi denk getirin.Çünkü her gün açık olmayabiliyorlar.Bir de Büyükada'da adanın arka tarafına doğru bir kilise var,yanında eski bir -sanırım- Rum okulu var.Birkaç yıl önce tanıdıklarımız kiliseyi görmek isteyince ben yanındaki yeri merak edip ve o merakıma yenik düşüp içerisine girmiştim..İnanamazsınız çok eski kitaplar,yabancı eserler..Birçok şey vardı ancak okul koruma altında değildi.Belki şimdi durum değişmiştir bilemiyorum bir daha gidersem güncelleme yaparım buraya...
2)Yat Kiralamak: Bir günlük kalabalıktan,stresten uzaklaşmak istiyorsanız bence en güzeli en cazibi.Biz bizim oradaki marinadan ayarlamıştık her şeyi,o yüzden marina olan yerlere gidip soruşturabilirsiniz.En sevdiklerinizle,ne bileyim 5-6 yakın arkadaşınızla..Deniz üzerindeki o bir gün gerçekten çok güzel gelecek.Bildiğim kadarıyla ya Boğaz'a ya Adalar'a gidebiliyorsunuz bir gün içerisinde.Eğer yüzmek istiyorsanız adalar etrafında olmak ve orada demirlemek iyi olacaktır.
3)Riva: Hep Anadolu Yakası yerlerinden bahsediyorum biliyorum ancak ne yapayım benim okul dışında karşı tarafa yani Avrupa Yakası'na geçtiğim pek söylenemez..Riva'da -şimdi siz benim yol tarifimi görün- Beykoz'dan çıkıyorsunuz,böyle arabayla çok sürmüyor..Yarım saat falan..Kavacık köprüsünün ordan sağa sapıyordunuz heralde...Ya da tamam tarifi boşverin..Kumsalda oturup bir dalgaların sesini dinleyin..Müthiş..Herhalde on günlük bir doping olur..
4)Yalova: Ve ta taa! Size yaklaşık 15 yıldır hakim olduğum Yalova-Çınarcık ikileminin klasik yerleri dışında harika bir mekan buldum.Reklam gibi olmasın Sekoya Dağ Evi.Gözüme şuan en cazip gelen,gitmediğim ama gitmeyi deli gibi istediğim yer.Perde indi şimdi;güzel bir sofra kurulmuş,keyifli muhabbet..bir köşede kitap okuyorum..sıcak havayı çok seven birisi olmama rağmen yaşasın sweatshirt giyilebilir..
Şimdilik aklıma gelen yerler bu kadar oldu..Aslında tecrübe ettiklerimin fotoğraflarını da ekleyecektim buraya ama gidin görün.Öyle fotoğraflara bakıp iç geçirmekle olmaz..
Vallahi ben varsa bir tutam huzur,bir günlük İstanbul'dan uzaklaşmak alırım..
Zira sokakta koca koca insanların Pokemon kovaladığını gördükçe cinnet geçirecek gibi oluyorum.
Varsa tavsiyeleriniz bekliyorum.Kaçın,kaçırın arkadaşlar!
10 günlük tatil diyorum ya,işte bu tüm yıl çalışıp canı çıkan,sonrada tatili günümüz trendine kurban gidenler yinede şanslı.Evet tatilden döndüklerinde aynı mutsuzluk,aynı pili bitmişlikle devam ediyorlar hayatlarına çünkü keyfini çıkarmayı unuttular..Fakat şanslılar;en azından bir yerlere gidebildiler.Bu ülkede çok şey eksik ya hani..Onlardan biri de bu..Daha deniz görememiş insanımız var.O da haklı..Adam kirasını zor denkleştirdi,tatile nasıl gitsin?
Bu yıl görülen Alaçatı,Bodrum ve benzeri yerlerin manzarası benim dudağımı uçuklattı..Bir keresinde oturduğumuz yerde damla sakızlı soda istemiştim,üzerine de laf olsun diye çay.Biliyorum yani yarım bırakacağım o çayı da insan söylüyor işte..Sonra annem "onu bitir yoksa seni parçalarım" diyince bi irkildim.Anlamadım.Çayın fiyatının 10TL olduğunu farketmemle boğazımda kalması bir oldu."Ya yok artık! Bize de mi 10TL?" diye bağıracaktım.Zaten sokaklar daracık daracık,ay iğne atsanız yere düşmüyor bir de yemek yemeye çalışıyorsunuz falan..Açıkcası güzelliği mahvedilen,yokedilen yerlerimizin kapitalizm uğruna kölesi olmuş durumdayız.Herkes oralarda..
Çok sıkıldım.İstanbul'da olsan ayrı,tatilde olsan ayrı..İstiyorum ki biz İstanbul içindekiler şöyle bir yerlere kaçalım..İyi de nereye kaçalım? Hani böyle bir günlük olur,iki günlük olur..Ne bileyim huzur dolu olsun,biraz kafamızı boşaltalım iyidir...Benim iki türlü tatil anlayışım var:birincisi kafa dinlemelik,ikincisi ise eğlencelik.Plajlarda,gece kuluplerinde yapış yapış herkesin dip dibe olduğu eğlencelik kısım bu yazlık size kalsın,kafa dinlemelik yerler benim olsun..
İstanbul'da da huzur bulabilir miyiz diye birkaç yer araştırdım.Sizle de paylaşmak istedim.Buyrun:
1)Adalar: Adalar bize çok yakın bir konumda olduğu ve sık sık gidip geldiğimiz için artık benim açımdan kaçış olmaktan çıktı.Ama birçok insanın özellikle haftasonu akın ettiği bence müthiş bir seçenek.Sadece o güzelim evleri seyrederek bile huzur bulabilirsiniz..Aa bu arada eğer adalara giderseniz rica ediyorum faytona binmeyin.Bisiklet kiralayabileceğiniz bir sürü dükkan var,onlara uğrayabilirsiniz.Benim gibi bisiklet kullanmayı beceremiyorsanız da (bu aramızda sır olsun mu?)(kimse öğretmedi)(kaldım ben böyle) yürüyün! Mis,temiz havayı içinize çekmekten daha güzeli var mı? Bu arada giderseniz mutlaka balık yiyin,Mado'dan dondurma alın.Dondurmayı isterken de "turist boy olmasın" diyin bence..Ya da siz bilirsiniz..Adanın olmazsa olmazı çiçekli taçlardan kafanıza kondurun.Bu yıl onların denizci halatları olur ya o tarzda ipten olanları çıkmış.Sade çiçekliler out,yeni modeller in.Adanın olmazsa olmazı kiliselerdir,eğer gidecekseniz saatlerini ve günlerini iyi denk getirin.Çünkü her gün açık olmayabiliyorlar.Bir de Büyükada'da adanın arka tarafına doğru bir kilise var,yanında eski bir -sanırım- Rum okulu var.Birkaç yıl önce tanıdıklarımız kiliseyi görmek isteyince ben yanındaki yeri merak edip ve o merakıma yenik düşüp içerisine girmiştim..İnanamazsınız çok eski kitaplar,yabancı eserler..Birçok şey vardı ancak okul koruma altında değildi.Belki şimdi durum değişmiştir bilemiyorum bir daha gidersem güncelleme yaparım buraya...
2)Yat Kiralamak: Bir günlük kalabalıktan,stresten uzaklaşmak istiyorsanız bence en güzeli en cazibi.Biz bizim oradaki marinadan ayarlamıştık her şeyi,o yüzden marina olan yerlere gidip soruşturabilirsiniz.En sevdiklerinizle,ne bileyim 5-6 yakın arkadaşınızla..Deniz üzerindeki o bir gün gerçekten çok güzel gelecek.Bildiğim kadarıyla ya Boğaz'a ya Adalar'a gidebiliyorsunuz bir gün içerisinde.Eğer yüzmek istiyorsanız adalar etrafında olmak ve orada demirlemek iyi olacaktır.
3)Riva: Hep Anadolu Yakası yerlerinden bahsediyorum biliyorum ancak ne yapayım benim okul dışında karşı tarafa yani Avrupa Yakası'na geçtiğim pek söylenemez..Riva'da -şimdi siz benim yol tarifimi görün- Beykoz'dan çıkıyorsunuz,böyle arabayla çok sürmüyor..Yarım saat falan..Kavacık köprüsünün ordan sağa sapıyordunuz heralde...Ya da tamam tarifi boşverin..Kumsalda oturup bir dalgaların sesini dinleyin..Müthiş..Herhalde on günlük bir doping olur..
4)Yalova: Ve ta taa! Size yaklaşık 15 yıldır hakim olduğum Yalova-Çınarcık ikileminin klasik yerleri dışında harika bir mekan buldum.Reklam gibi olmasın Sekoya Dağ Evi.Gözüme şuan en cazip gelen,gitmediğim ama gitmeyi deli gibi istediğim yer.Perde indi şimdi;güzel bir sofra kurulmuş,keyifli muhabbet..bir köşede kitap okuyorum..sıcak havayı çok seven birisi olmama rağmen yaşasın sweatshirt giyilebilir..
Şimdilik aklıma gelen yerler bu kadar oldu..Aslında tecrübe ettiklerimin fotoğraflarını da ekleyecektim buraya ama gidin görün.Öyle fotoğraflara bakıp iç geçirmekle olmaz..
Vallahi ben varsa bir tutam huzur,bir günlük İstanbul'dan uzaklaşmak alırım..
Zira sokakta koca koca insanların Pokemon kovaladığını gördükçe cinnet geçirecek gibi oluyorum.
Varsa tavsiyeleriniz bekliyorum.Kaçın,kaçırın arkadaşlar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder