Bugün Caribou'ya gitmeme ısrarımla farkettiğim değişme sürecimden bahsetmek istiyorum biraz.
Öncelikle çok sık yazamadım şu sıralar.Meryem Uzerli'den öğrenmiş olduğumuz "tükenmişlik sendromu"nu hemen yapıştırayım bloga yazmama nedenim olarak.Eğer gerçekten varsa böyle bir durum,sanırım ben yakalandım.Ruhsal ve fiziksel anlamda yorgunluk sınırımı aşmış olduğumu hissediyordum.Aylardır kafamda bitmeyen ve tüketemediğim düşünceler,günde 5saatimi alan okul yolum,sabah 9 akşam 5 olan derslerim,arkadaşlarımın her birinin farklı farklı sıkıntılar yaşaması,aile içi olaylar..Derken kendimi unuttuğumun farkına biraz geç vardım.Kendime dönüp "nasılsın,iyi misin?" diye sorduğum zaman "iyi değilim" demeye bile mecalim kalmamıştı.O yüzden çoğunlukla mesaj atan insanlara bile cevap vermek istemediğim,konuşmaktan sıkıldığım,okula gitmediğim bir zaman aralığı yaşadım.
Blog için yazdım aslında farklı farklı birçok konuda,ancak hiçbirisi içime sinmedi.Yazarken sıkıldığım şeylerden,sizin okurken tat almanızı bekleyemezdim.Yayınlamadım.
Ruhsal olarak tam emin değilim ama fiziksel olarak daha dinlenmiş hissediyorum şuan.Okula gitmeme kararımsa devam ediyor.Okula gitmek için 6'da uyanıyorum,akşam 5'e kadar dersim oluyor,eve dönüşüm 8.Yol desen sürekli ayaktayım.O kadar bıkmışım ki,insanların suratına "hepinizden tiksiniyorum" bakışı atıyorum,ayıp ediyorum biraz.Sonra eve gel,ders çalış,ertesi gün yine aynı saatte uyanıp okula git.Yok be ne dersi! Ağzım açık kalıp,yatıyorum vallahi.(Bu arada arkadaşlarımın %70'ine uyuz oluyorum.Ay çeneleri geceleri açılıyor.Saat 1-2'ye kadar uyu uyuyabilirsen.İnsaf be Allahsızlar! -Tabi arada "uyu prensesim,uyu güzel kankim" demeyenleri de yok değil...-Böyle yazınca çok sinirlendim şuan,gündüzler torbaya mı girdi ya,öldürürüm bak sizi!)
Anlayacağınız böyle alacalı,suratsız emoji gibi bir şey olmuştum."😒"
Geriye dönüp baktım bi,ne kadar değiştim.İnsanlara sonsuz kredisi olan birisiyken,tahammül edemez oldum.Herkese fazla güvendiğim için "saf" lakabı üzerime yapıştırılmışken,en sevdiğim replik "sana inanmıyorum" oldu.Durup durup millete böyle davranıyorum.Bir anda 180 derece ters bir kişilik haline gelmem iyi mi oldu,kötü mü oldu çıkaramıyorum.Ama dışarıya ne kadar hasar verirsem vereyim,ben daha az zararla çıkıyorum daha az üzülüyorum ya olayların içinden.O yüzden belki de bu halim insanlara değil,kendime yaramıştır.Böyle de gaddar oldum işte.Bizim Marina'da Caribou meşhur,bende Chai Tea Latte'si başta olmak üzere orayı çok severdim.Bugün farkettim ki oradan bile vazgeçmişim."Aman gidip kendim alıp kendim götüreceksem hizmet sektörünün bana ne faydası var?" mantığı kaplamış her yanımı.Böyle ufak gözüken birçok değişime girmişim,değişmişim.
Büyümek hiçbir zaman tükenmeyen bir olgu sanırım.Sadece yaş almak değil,yaşadıklarınla yaşına yaş katmak oluyor çoğu zaman.İşte dışarıya 20'sin,için olmuş 80.
Tek bir şey farkettim.Hala sevdiklerim en hassas noktam.En çok değişmeyi istediğim konuda bırakın değişmeyi,bir gram bile yol alamamışım.
Sizinde oluyor mu böyle zamanlarınız? Yaşadıklarınız gerçekten değiştiriyor mu sizi de? Ne yaptığınıza anlam veremediğiniz davranışlarda bulunuyor musunuz?
Bir şeyden fazlasıyla nefret ederken bir o kadar da seviyor musunuz mesela?
Ve bundan dolayı kızıyor musunuz kendinize?
Amaaan işte anladınız mı beni? Kısacası KENDİME YENİ BİR BEN LAZIM. Of anlamadıysanız da çok darlandım.Yazamayacağım daha.Sağlıcakla kalın💗
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder