Ancak çok ince çizgiler var hayatta.
Her arkadaşın,belki senin deyiminle "kankan" kıyaslanamaz sevdiğin insanla.Her birini yüce tutup,sevdiğin insanı harcayamazsın.Arkadaşların da değmeyeni var.Bu durumu yaşadım ben;bırakın erkek arkadaşı,en yakın arkadaşımla bizi birbirimize düşürmeye çalışan bir kankamız vardı.Ne kanka ama! Tam bir fasulyeden dost! Tabi sonra ne oldu,ona kapıları kapadık.Pişman mıyım? Hiç değilim.Aynı şeyleri yapmayı yine denese,bu sefer kendimi tutmam,saldırıya geçerim.Bu insanları barındırmayın zaten hayatınızda.İlişki ne ki? Tüm hayatınızı alabora eder çekilirler köşeye.
Peki ya siz düştükten sonra ayağa kaldıranlar?
Nasıl tanırsınız biliyor musunuz onları?
*En büyük acı;sizi ağlarken görüp gözünden yaş süzülen arkadaşla başlar.
Öyle bir duygu ki,o an ağladığınız şeyi unutup "ya sen bana niye ağlıyorsun sen benim canım mısın?" diye o ağladığı için ağlamaya başlarsınız.
*Yalnız kalmak istediğinizde buna saygı duysa bile,sizi ara sıra yoklayan arkadaş.Hem üzüntünüzü içinizde yaşamanız için size fırsat tanır,kafanızı toplamanızı ister,hem de sizi gerçekten merak ettiği için yalnız bırakamaz.
Yoksa derdinizi anlattıktan,içinizi döktükten sonra bir defa bile geriye dönüp sormayan,"nasılsın iyi misin,öldün mü kaldın mı?" demeyen insan neden dostunuz olsun ki? Ben içimi açtığım insanları bu sayede çok güzel ayıkladım.
*Sorunlarınız,üzüntüleriniz üst üste gelmişken karşılıklı fedakarlık yapabildiğiniz arkadaş.İkinizde öleceksiniz acıdan,bir biriniz anlatıyor bir öteki.Ama baktınız olmuyor ya böyle,ikinizden biri erteliyor sıkıntısını."Ne oldu sen anlat?" diyip,çözüm bulmaya çalışıyor.O çözüm çoğu zaman bulunmasa bile,desteğin yerini hiçbir şeyin tutmadığı kesin.
*Ayrı da kalsanız,uzakta da olsanız yalnızca ilişkinizde değil,herhangi bir konuda sıkıntıya düştüğünüzü öğrendiğinde size soran arkadaş.İnsanız hepimiz,her dakika aynı ruh halinde çiçekler,kelebekler diye gezmiyoruz ya.Elbette pürüzlere ya da mesafelere takılabilir dostluk.Ama bunları karşısındaki insan zordaysa görmezden gelmek işin özü.
Daha bir sürü şey sayabilirim böyle..Hepinizin aklına bunlardan başka birçok düşünce gelmiştir.Çünkü kim ne yaşıyorsa,yaşanmışlıklarını gözünün önüne getirerek düşünüyor,konuşuyor ya da benim gibi yazıyor.
Benim bugün bu yazıyı yazmaktaki asıl amacım;son zamanlarda aklım bulanıkta olsa,üzgün de olsam,dengesiz de olsam dostlarımı ne kadar iyi seçtiğimi farketmem.Buraya isimlerini yazmayacağım çünkü eminim onlar kendilerinin farkında.Bazen yazmıyor,görüşmüyor,konuşmuyor olmamız değerlerinden hiçbir şey eksiltmiyor.
Her dakika konuştuğum herkeste dostum değil.
Ama içimi döktüklerimin yeri bende gerçekten başka.
Bu yazıyı sizin için yazdım can dostlarım! Sizi o kadar çok seviyorum ki,yaşadığım her günde şükür sebebimsiniz! İyiki varsınız!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder