Yas:Ölüm veya büyük bir felâket sonrası duyulan tarifsiz acı.Mâtem....
ve
Ah:Acı,ızdırap,esef,özlem,üzüntü,öfke,keder,feryat,figan....
Lûgat365'ten alıntıladığım bu iki kelime ve fotoğraf en iyi şekilde anlatabilirdi sanırım olanları.
Birkaç gün boyunca yazmadım.Yazamadım.Üç sebebim vardı açıklamak istiyorum size:
Birincisi,acıyı yaşandığı an anlatmak canımı çok yaktığı için(acı tazeyken kaleme dökülen kelimelerin daha güçlü olduğuna inanıyorum ancak bu sefer farklıydı,yapamadım.),
İkincisi,anlatacağım olaydan önce olan olayları,benzerlerini anlatamadığım ve onlara haksızlık etmiş olacağımı düşündüğüm için,
Üçüncüsü,yaşadığımız her felaketi anlatmaya kalktığım zaman,her güne bir üzüntü bulabileceğim için.(bir ara yazmayı denediğimde her yeni günün bir öncekinden karanlık olduğunu anlamıştım.)
Yaşamaya herkes kadar devam ettiğimiz doğrudur.Ancak kötü şeyler oldu birkaç gün içinde.Aslında bu ülkede çok uzun zamandır kötü şeyler oluyor.Ne zaman derin bir üzüntüde olsam ya o an yazarım her şeyi,ya da birkaç gün konu hakkında sessiz kalıp sonra dile getirmeyi tercih ederim.Bu yazıyı yazarken de utanıyorum.Yanlış anlaşılsın istemiyorum.Beni sadece bir olay olduğu zaman onun arkasından tepki verip iki gün sonra unutabilen biri olarak bilin istemiyorum.Öyle biri değilim.Gerçi bunun analizini yapmakta bana değil,beni tanıyanlara düşer ancak en azından öyle biri olmadığımı düşünüyorum.
Soma'yı,Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı,cansız bedeni kıyıya vurmuş Suriyeli küçük çocuğu,kocasının şiddetine maruz kalan kadınları,hayvanlara yapılan zulümleri,erişemediğimiz sosyal medyayı,patlayan bombaları,Özgecan'ı,Fırat'ımı,Dağlıca,Iğdır,Diyarbakır,Hakkari,Şırnak ve daha sayamadığım birçok ilimden gelen şehit haberlerini..Unutamıyorum.Daha birçok şey var.Bu olanların bir de siyasi yönlerinde yaşananlar var.Yazmayacağım onları,siyasi görüşümü de,kişiliğimi de,olaylara tavrımı da gizlemem.Zaten bilmesi gereken herkes haberdardır.
Son olarak Ankara'dan aldık felaket haberini.Şehitlerimiz vardı yine.
Sürekli canımızdan can gidiyor da,"vatan sağolsun" dışında bir şey söyleyemiyor insan.
Dünyalara değişmeyeceğim bir vatanım var.Ancak bu vatanda yaşamayı kabul ediyorsan,korkular içinde yaşamayı da kabul etmişsin demektir.Sen ayrı korkacaksın,vatanın bekçisi nöbetinde ayrı korkacak.
Metroda,metrobüste bir çanta ilişecek gözüne,hemen sahibini arayacaksın.Eğer kimse farketmemişse o çantayı,hayatını kaybetmiş olabilirsin.
Evine gitmek için servis kullanmak istesen,bindiğin servisin içinde can verebilirsin.
Sen iyisi mi yürü.Kilometrelerce bile olsa yürü.Ama bu seferde unutma yürüdüğün o yolların birinde bomba patlayabilir ve parçalara ayrılabilirsin.
İnsan insandan kaçar oldu üstünü başını beğenmedimi.Tehlikenin nereden geleceği hiç belli olmuyor.
Polisin,askerin,bir şerefsizin kurşunuyla hayatına veda edebilir.Daha 20'li yaşlarındayken ya da 2çocuk babasıyken,belki de yaşlı anne babasının tek evladıyken.
Nasıl canım yanıyor,nasıl utanıyorum.
Ankara olayının öncesinde 2şehidimiz vardı,sonrasında da şehit haberi aldık.
Şırnak İdil'de meydana gelen olayda Pendik'ten bir canımızın silah arkadaşıyla hayatını kaybettiğini öğrendik.Tüm aile,80yaşındaki ananem dahil,gittik şehidimizi karşılamaya.10binden fazla kişi varmış orada,sonra öyle yazmışlar.Bu sayı az mıdır çok mudur düşünemedim bile.Sadece daha çok olmalıydı dedim.Daha fazla kişi olmalıydı.Giden sadece bir can değildi.Şehidimiz Burak Güneş'in annesi babası,ablaları,daha sadece nikah kıyıp göreve geri döndüğü düğün bile yapamadığı eşi..Onları görünce toplumda çok duyduğumuz bir söz var "Şehit cenazeleri hep fakir evinden çıkıyor...." ve türevleri tarzında.O geldi aklıma.Cenaze geldiğinde ve giderken ağlamaların yanı sıra,herkesin telefonu elindeydi.Bilmiyorum,o acı esnasında telefon kaldırıp çekmek gelmedi içimden.Bir tek bu acı geçmesin aklımdan,şehidimle vedalaştığım son an olsun diye giderken çektim fotoğrafını.
O kadar yakınında,gencecik,bir hafta önce varken bugün yok.Neden yok? Senin için yok.
Allah tüm şehitlerimize rahmet eylesin bir kez daha.Mekanları cennet olsun.Hakkım helal olsun..Biz hakkımızı helal ediyoruz,önemli olan onların bize haklarını helal edip etmeyecekleri.Unutmayın.Sizin için toprağa düşen bunca canın hakkı için,yaşanılanların,olanların ne kadar sorumlusu varsa unutmayın!
Hz.Ali (r.a) "Şahsınıza yapılan kötülüğü affedin, milletinize yapılanı affetmeyin."
Bu arada televizyondan izlenip ağlanınca hissedilen o acı varya,şehidini görünce dimdik ayakta kalmaya dönüşüyormuş.
Gerçi televizyonlarda çok vermedi bu haberi zaten.Gündemde Ankara vardı diye kimi 30saniyeye sığdırdı,kimi yer bile vermedi.Nefes Vatan Sağolsun filminin o sahnesi geldi değil mi böyle yazınca aklınıza? Gerçekmiş.Kim bilir kaç şehidimiz böyle saniyelere sığdırıldı?
"Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!"
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!"
İyi günler görebilmek dileğiyle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder